MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.03.2020 tarih ve 2019/393 E. – 2020/128 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının babası …’in ilk defa 1970’li yılların başında dava konusu ürünlerin imalatına başladığı ve ilk 6 tenekeli bakliyat eleme makinasını 1975 yılında ürettiğini, 20.08.1981 tarihli Türkiye Ticaret Gazetesi ilanıyla ticaret unvanı Ak-Kar Tarım Ürünleri Paz. San ve Tic. Ltd. Şti. adıyla faaliyete başlandığını, 25.03.1987 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ilanıyla ünvanını Akyürek Kardeşler Tarım Ürünleri Makinaları ve Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirildiğini, davacının babasının davalı firmanın eski ortağı olduğunu ve davacının davalı firmanın eski çalışanı olduğunu, davacının davalı firmadan ayrılması sonrasında Aky Teknoloji Makine Reklamcılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduğunu, 22.01.2015 tarihinde davalı ile Akyürektech firması arasında centilmenlik sözleşmesi imzalandığını, firmalar arasında ticaretin sorunsuz şekilde devam ettiğini, ancak davacının “… TECHNOLOGY” ibaresinin 07, 09 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde tescil için yaptığı başvuruya davalının “Akyürek” ibareli markalarına dayanarak itiraz ettiğini, itirazın TPMK MDB tarafından kısmen kabul edilerek 7. ve 8. sınıf mal ve hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, karara tarafların itirazı sonrasında YİDK kararı ile davacı başvurusunun tümden reddine karar verildiğini, oysaki başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davalı markasının tanınmış olmadığını, davacının 2013/90035 sayılı “…” ibareli markasının davacı bakımından kazanılmış hak teşkil ettiğini ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2016-M-10012 sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, dava konusu marka ile itiraza nesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b kapsamında karıştırılacak kadar benzerlik bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markalarının benzer olduğunu, aynı sınıf emtiaları kapsadıkları, davacının davalı şirkete ait katalogların birebir aynısını kullandığını, davacının davalı firmanın eski hissedarlarından …’in oğlu ve davalı firmanın eski çalışanı olduğunu, imzalanan centilmenlik sözleşmesi gereği davalı firmaya ait markanın kullanılamayacağını, başvurunun kötüniyetli olduğunu, davacı adına tescilli diğer markalara karşı derdest dava bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen 18.07.2017 tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, davacı vekili ve davalı kurum vekilince temyizi sonrasında da Dairemiz’in 2018/3525 -2019/5282 sayılı kararıyla kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yagılamada iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı markasının ad-soyad markası niteliğinde olduğu ve kendisini oluşturan “GÖKMEN” ve “AKYÜREK” ibarelerinden tamamen farklılaşarak belirgin bir şahsa işaret eden, kavramsal ve bütünsel açıdan tamamen farklı ve ayırt edici niteliği olan ibare haline dönüşmüş olduğunu, ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ret gerekçesi yapılan markalar ile karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nun 2016-M-10012 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...