MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01.03.2018 tarih ve 2017/258 E. – 2018/73 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.03.2020 tarih ve 2018/1492 E. – 2020/355 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin “Jadel” ibareli 2016/45711 kod numaralı başvurusuna, müvekkili şirketin 93485, 146724, 198074, 2008 11791, 2012 05386, 2012 90934, 2013 11801, 2015 14810 sayılı ve “adel”, “adel”, “adel a şekil”, “adel şekil”, “adel adel kulüp”, “adeland”, “adel slim line highlighter”, “adel” ibareli tanınmış markalara dayalı olarak yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali yaratacak surette görsel ve işitsel açılardan benzer olduğunu, marka başvurusunun müvekkilinin ticaret unvanına da benzediğini, müvekkilinin “ADEL” markasının tanınmış olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2017-M-3872 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın, 35. sınıfta yer alan hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, markalar arasında 35. sınıf haricinde sınıf benzerliğinin bulunmadığını, markalar arasında ne sınıf, ne amaç, ne ürün benzerliğinin bulunmadığını, görsel-işitsel açıdan da hiçbir benzerliğin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraf markaları arasında mal ve hizmetler yönünden kısmen benzerlik bulunsa da marka işaretleri arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının gerçekleşmediği, davacıya ait “Adel” ibareli markaların “Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyalar” mallarında bilinir olduğu ancak markalar arasında benzerlik olmadığından, aynı KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi bakımından da bir tescil engelinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin “jadel” ibareli başvurusu ile davacının “ADEL”, “adeland” ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak bıraktıkları genel izlenim itibarıyle benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğunun ve markaların 35/01-04. sınıf ve 09.,16.,28. sınıfındaki malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıftaki hizmet sınıflarında aynı/benzer olduğu gerekçesi davacı vekilinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile YİDK’nın 25.05.2017 tarih, 2017-M-3872 sayılı kararının, 35. sınıfta benzer bulunan hizmetler yönünden iptaline, davalı şirket adına tescilli 2016/45711 sayılı “Jadel” ibareli markanın benzer bulunan hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...