Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30.12.2016 tarih ve 2015/511 E. – 2016/588 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.02.2020 tarih ve 2018/2007 E. – 2020/174 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin “ŞAHİN” esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2014/34628 sayılı “EKMEKDAMI ŞAHİN KARDEŞLER UN MAMULLERİ” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere TPMK’ya başvurduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı kurum tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, başvuruda yer alan “un mamulleri” ibaresinin 30. sınıfta tescili talep edilen “fırıncılık mamulleri” malları bakımından tanımlayıcı olduğundan ayırt ediciliğe sahip olmadığını, başvuru markasının esas unsurunun “ŞAHİN KARDEŞLER” ibaresi olduğunu ve müvekkili markalarının asli unsurunu oluşturan “ŞAHİN” ibaresinin başvuruda aynen yer aldığını, davalının kötü niyetli hareket ettiğini, itiraz konusu markanın aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının da esas unsuru olduğunu ileri sürerek YİDK’in 2015-M-10391 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında uyuşmazlık konusu tüm emtia yönünden iltibas ihtimali bulunduğu, davacı markalarının gıda sektöründe tanınmış olduğu, ancak başvuru konusu marka kapsamında yer alan emtianın tamamının redde mesnet markaların kapsamında yer aldığından KHK’nın 8/4 maddesinin somut olaya uygulanamayacağı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğu hususundaki iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2015-M-10391 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurunun “ŞAHİN” ibaresi olduğu, bu ibarenin ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir ad ve soyad olduğu gibi aynı zamanda bir hayvan ismi olarak da bilindiği, davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “ŞAHİN” ibaresinin zayıf ayırt ediciliği gözetildiğinde bir bütün olarak “EKMEKDAMI ŞAHİN KARDEŞLER UN MAMULLERİ” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “ŞAHİN” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, markalar arasında benzerlik görülmediğinden davacının 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesine dayalı olarak başvurunun tesciline engel olmasının söz konusu olamayacağı ve başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalının marka başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddine dair TPMK YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davalının “EKMEKDAMI ŞAHİN KARDEŞLER UN MAMULLERİ” başvuru markası ile davacının “ŞAHİN” esas unsurlu markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalıların istinafı üzerine bölge adliye mahkemesince taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi hükmüne göre, markalar arasında karıştırılabilecek ölçüde benzerlik bulunup bulunmadığının tespiti yapılırken markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri bir bütün olarak dikkate alınmalıdır. Bu hususlar nazara alınarak yapılan değerlendirmede davacının itrazına mesnet markalarının ve başvuru markasının ayırt edici unsuru “ŞAHİN” ibaresi olup, taraf markalarının mal ve hizmetlerinin aynı olduğu birlikte gözetildiğinde karşılaştırma konusu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu ve diğer unsurların iltibası ortadan kaldırmaya yeter düzeyde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik olduğu kabul edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın
reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
2-Öte yandan, davacı, davasında tanınmışlık vakıasına da dayanmıştır. Dairemizin emsal nitelikteki 13.11.2018 gün 2017/1410 Esas- 2018/7017 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca, tanınmış markalar sahiplerine, markanın tescil kapsamındaki aynı ve benzer tür mal ve hizmetlerin yanı sıra, 556 sayılı KHK 8/4. maddesinde yazılı koşulların varlığı halinde farklı tür mal ve hizmetler yönünden de koruma sağlar. Böyle bir korumanın varlığı için her şeyden önce, tanınmış marka ile sonraki başvuru konusu markaya konu işaretler arasında nispi bir benzerlik bulunması gerekmektedir. Benzerlik şartının sağlanması için, markaları kullanan firmalar arasında idari veya ekonomik bir bağ olduğu konusunda ilişkilendirilme, diğer bir anlatımla markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunması şart olmayıp, sonraki markanın tanınmış markayı çağrıştırması yeterlidir. Ancak tanınmış marka korumasından yararlanabilmek için, tek başına benzerlik bulunması yeterli olmayıp, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesinde belirtilen, sonraki tarihli başvuru konusu işaretin tescilinin tanınmış markanın itibarına veya ayırt edicilik karakterine zarar vermesi ya da tanınmışlıktan haksız yarar sağlaması hallerinden en az birinin gerçekleşme ihtimalinin bulunması da zorunludur. 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde belirtilen risklerden herhangi birinin doğduğu kanaatine varılırsa, tescil için başvuru yapılan marka başvurusunun reddine, tescil edilmiş ise hükümsüzlüğüne karar verilmelidir.
Somut olayda davacı yana ait “ŞAHİN” ibareli markaların “GIDA SEKTÖRÜ” yönünden tanınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınarak, davacı markalarının tanınmış olduğu sektörler açısından başvuru kapsamındaki her bir mal ve hizmetler dikkate alınarak 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı, soyut ve genel değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...