Karar Metni
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 21.01.2020 tarih ve 2019/397- 2020/38 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “SPECK” esas unsurlu malların dünya çapında satışını yaptığını, Türkiye’de 2010/77643, 2010/77735 sayılı “SPECK”, “SPECK PUMPEN SPECK+şekil” ibareli markalarının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin markalarının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri ve aynı zamanda ticaret unvanını oluşturan “SPECK” ibaresini, 14.05.2013 tarih ve 2013/96334 başvuru numarası ile adına tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya müvekkilinin itirazının, davalı TPMK’nin 04.03.2015 tarih ve 2015-M-73 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin “SPECK” markasının yaratıcısı ve piyasada maruf hale getiren gerçek hak sahibi olduğunu, davaya konu başvuruyu yapan davalının kötü niyetle hareket ettiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK’nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin 94/008603 sayılı “SPECK” ibareli markası nedeniyle kazanılmış hak sahibi olduğunu, müvekkilinin başvurusunda yer alan mallar ile davacı markalarının tescilli olduğu sınıflardaki emtianın ilişkilendirilebilir olmadığını, dolayısıyla markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarındaki “SPECK+Şekil” ibarelerinin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu gibi, davacının 7. sınıf “pompa ve pompalama aletleri” emtiası ile davalının markalarının tescilli olduğu 11. sınıf “su sirkülasyon aletleri, filtreler ve yüzme havuzları için su emme, temizleme aletleri” emtiasının, anılan KHK hükmü uyarınca benzer bulunduğu, ancak davalının 7. sınıf emtia üzerinde, 1994/008603 sayılı önceki markasına dayalı kazanılmış hakkının olması dolayısıyla davalının başvurusunu anılan 7. sınıf emtia üzerinde tescil ettirme hakkının bulunduğu, buna karşılık davalının başvurusunun tescil edilmek istendiği 12. sınıftaki “Motorlar, kavramalar, transmisyon kayışları, özellikle kara, hava ve deniz taşıtları için dişliler” emtiası yönünden ise davacının itirazına dayanak tescili markalarında benzer bir emtia sınıfı yoksa da, davacının markalarının “yüzme havuzu pompaları” emtiası yönünden tanınmış olması nedeniyle, davalı başvurusunun 12. sınıfta tescilinin, 556 sayılı KHK.’nın 8/4. maddesi uyarınca, davacı markalarının toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği, dolayısıyla bu emtia yönünden davacı yararına 556 sayılı MarKHK.’nın 8/4 maddesi şartlarının somut olayda oluştuğu hususlarının, iki ayrı bilirkişi heyeti incelemesi ile tespit edilmiş bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TPMK YİDK’nın 2015-M-73 ayılı kararının 12. sınıfta yer alan “motorlar, kavramalar, transmisyon kayışları, özellikle kara hava ve deniz taşıtları için dişliler” mal ve hizmetleri yönünden kısmen iptaline, 2013/96334 sayılı markanın benzer bulunan emtialar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin YİDK kararının iptaline ilişkin ileri sürülen tüm temyiz istemleri yerinde değildir.
2- Dava, YİDK kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Mahkemece, taraf markalarındaki ”SPECK+şekil” ibaresinin tüketiciler nezdinde karıştırmaya yol açacak düzeyde benzer olduğu, ancak davalının 7. sınıf “pompa ve pompalama aletleri” emtiası yönünden kazanılmış hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı markasının 12. sınıf emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davalı şirketin 2013/96334 numaralı marka başvurusuna yönelik itirazında, davacı 2010/77643 ve 2010/77735 numaralı tescilli markalarına dayanmış olup, davacının itirazına dayanak bu markaların davalının benzerlik, önceye dayalı hak sahipliği ve tanınmışlık nedenlerine dayalı olarak açtığı hükümsüzlük davası sonucunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2020/655 Esas, 2020/1009 Karar sayılı ilamı ile hükümsüz kılındığı ancak kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacının markalarının hükümsüzlüğüne ilişkin anılan davada verilecek hükümle, ”SPECK+Şekil” ibaresinin gerçek hak sahibinin kim olduğu çözüme bağlanacaktır. anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece işbu davadaki hükümsüzlük istemi hakkında karar verilebilmesi için, davacının itirazına dayanak markaları hakkında davalı şirket tarafından açılan hükümsüzlük davasının neticesinin beklenerek değerlendirme yapılması gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle hükümsüzlük davasına ilişkin kararın davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin hükümsüzlük davasına yönelik temyiz istemlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...