Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.07.2019 tarih ve 2018/32 E. – 2019/135 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 02.07.2020 tarih ve 2019/2295 E. – 2020/692 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 2017/76158 sayılı “artestetik” markasını 23.08.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tescil ettirdiğini, tescil işlemleri tamamlandıktan sonra davacının markasını güzellik bakım hizmetleri alanında kullanmak isterken yaptığı araştırmada davalının haksız olarak davacı adına tescilli markayı iş yerinde kullandığını, reklam yaptığını öğrendiğini, www.artestetik.com internet adresinin ekran görüntüsü ile bu isimdeki facebook linkinden de bu durumun anlaşılacağını, yaklaşık 15 yıldır bu marka adı altında faaliyet gösteren davalının ticari kayıtlarının maddi tazminat hesabında gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek, markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, davalının www.estetikart.com internet adresinden müvekkilinin markasının çıkartılmasına ya da bu siteye erişimin engellenmesine, davalıya ait facebook ve instagram paylaşımlarından müvekkilinin tescilli markasının çıkartılmasına ya da bu sitelere erişimin engellenmesine, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalının işletme adı olarak kullandığı ibareleri marka olarak tescil ettirdiğini, kötüniyetli olduğunu, davalının “Art Estetik ve Güzellik Merkezi” olarak Hakkari Esnaf ve Sanatkar Sicili Müdürlüğü’ne 05.04.2012 tarihinde kaydolduğunu, davacının tescil ettiği markayı hiç kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının “artestetik.com” alan adını 28.03.2017 tarihinde tahsis ettiği, iş yeri çalıştırma ruhsatlarını da davacı markasından önce ünvan belirterek 31.12.2012 ve 18.09.2017 tarihlerinde aldığı, vergi levhasının “ART Estetik Güzellik Merkezi” ünvanıyla 04.09.2012 tarihinde düzenlendiği, davalının “ART ESTETİK” ibaresi üzerinde alan adı ve işletme adı kullanımından gelen önceliği nedeniyle davacının iddialarının kabul görmediği, nitekim SMK’nın 6/6 bendi gereğince davalının önceki tarihli unvan ve işletme adı kayıtlarına dayanmakla davacı markasına itiraz hakkı ve sonrasında hükümsüzlük isteme hakkı bulunduğundan markanın davalıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle sabit olmayan markaya tecavüz, haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, maddi tazminat ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ve davacı yan davalının markasal kullanımını ileri sürmüş ise de markanın tescilinden sonra davalının markasal kullanımı olduğuna ilişkin delil ibraz etmediği, davalının işletme ve unvan adlarının tescilinin ve kullanımının da markanın tescilinden önce olup markasal kullanım oluşturmadığı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...