MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada …3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.07.2018 tarih ve 2017/302 E. – 2018/782 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.02.2020 tarih ve 2018/2064 E. – 2020/238 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili …’nun 1986’dan bugüne kadar otuz yılı aşkın bir zamandır …Pazarı adı altında her türlü hırdavat, inşaat malzemeleri, dayanıklı tüketim malzemeleri mobilya, makine, elektronik ve sair konularında ürünlerin alım ve satımı ithalat ihracat konularında ticari faaliyette bulunduğunu, bu ismin kaynağının müvekkilinin ismi olduğunu, davalı …’nun, …Pazarı adlı firmasına ortak olduğunu, davalının …3. Noterliği’nin 26.02.2016 tarih ve 04119 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile tüm hissesini müvekkili …’na devrettiğini, davalının davaya konu marka tescil başvurusunu 04.02.2012 tarihinde 2012/11313 başvuru numarası ile yaptığını, “SH …Pazarı” ifadesinin davalının tescil yaptırdığı tarihten çok çok önce 30 yıldan fazla bir süre önce müvekkilince kesintisiz kullanıldığını ve halen de bu durumun devam ettiğini, davalının müvekkilinin yeğeni olduğunu, davalının marka başvurusunu 01.01.2012 tarihinde firmaya ortak olduktan yalnızca bir ay sonra 04.02.2012 tarihinde yaptığını, davalının müvekkiline ait unvanı markayı haksız ve hukuka aykırı olarak kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, 2012/11313 tescil numarası ile davalı adına tescilli bulunan SH …Pazarı +Şekil ibareli markanın geçmişe dönük olarak başvuru tarihinden itibaren hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının …Pazarının 1986 yılından bu yana tek sahibi olmadığını, bu ticari işletmeyi bir aile işletmesi olarak kuran ve asıl işverenin müvekkilinin babası olan müteveffa … olduğunu, müvekkilinin babasının ölümünden sonra ortaklığını resmileştirdiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, amcası olan davacıyı tescil başvurusu hakkında bilgilendirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının birlikte faaliyet gösterdiği ortağı olan davacıdan ya da şirket tüzel kişiliğinden bağımsız olarak davacı tarafından uzun süredir kullanılarak tanınır hale getirilmiş olan marka ve logonun aynısını kendi şahsı adına tescil ettirmesi ve ortaklık sona erdikten sonra bu tescile dayanarak davacının bu marka altındaki faaliyetlerini engelleme girişiminde bulunmasının iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceği, 6769 sayılı SMK’nın 6. (9.) maddesi bakımından 2012/11313 sayılı markanın tesciline ilişkin kötü niyet gerekçeli hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davacı … ile …İnşaat Malzemeleri Dayanıklı Tüketim Mobilya Züccaciye Makine Elektrik Elektronik San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin …Pazarı markası üzerindeki gerçek hak sahibi olduğu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/(1) ve 6(3). maddeleri uyarınca 2012/11313 sayılı markanın hükümsüzlüğü koşullarının mevcut olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Türk Patent Enstitüsü nezdinde 2012 11313 tescil numaralı “SH …PAZARI+ ŞEKİL” ibareli markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...