Karar Metni
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.12.2018 gün ve 2018/241 – 2018/487 sayılı kararı düzelterek onayan Daire’nin 16.12.2019 gün ve 2019/1649 – 2019/8212 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin uzun yıllardır ”Serlas” ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, bu adla pazarlama ve diğer faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilinin ”Serlas” adını marka olarak 556 sayılı KHK’ya göre 17.12.2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 19.02.2009 tarihinde tescil ettirdiğini, yine 12. ve 37. sınıflar için de TPMK’ye başvurarak bu sınıflar içerisindeki hizmetlere dair de marka tescilini gerçekleştirdiğini, ”Serlas” adının davalı şirketçe ticaret unvanı olarak davacının ticari faaliyetlerinde iltibas yaratacak şekilde kullanıldığını, her iki şirkette aynı konularda faaliyet gösterdiğini, TTK 47/2 gereğince ayırt edici hiçbir ek de olmadığını, bu anlamda TTK hükümlerince davalı şirket haksız rekabete sebep olduğunu, davalının kullanımının marka hakkına tecavüzü oluşturduğunu, davalıya noter kanalıyla ihtar etmelerine rağmen sonuç alamadıklarını ileri sürerek davalının ”Serlas” ismi ve markasına tecavüzünün tespitini, davalının ”Serlas” ismini her şekilde kullanımının men’i ve ilgili ismin davalı şirketçe terkinini, müvekkiline ait tescilli markanın kullandığı tabelanın sökülmesini, ihtarnamelerinin tebliği tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, masrafı davalıdan alınarak hükmün yüksek tirajlı gazetelerden birinde ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce düzeltilerek onanmıştır.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, meni; manevi tazminat ve ticaret ünvanı terkini istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ticaret ünvanının 2009 yılında sicile tescil olduğu, bu tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen sürede davacının tecavüzün tespiti ve meni istemini ileri sürmediği, tescil tarihinden dava tarihine kadar sürede dava açılmamasının MK. m. 2’ye aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan Dairemizin 20.06.2018 tarihli Bozma İlamının 1. bendinde, davalı şirketin ticaret ünvanının 2009 yılında ticaret siciline tescil olunduğu, ticaret ünvanından ‘‘SERLAS’’ ibaresinin terkini talebiyle açılan huzurdaki dava tarihinin 14.09.2015 olduğu, ticaret sicilinde ilan tarihinden itibaren 6 yıllık süre geçtikten sonra bu davanın açılmasının MK m. 2’ye aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Ancak, dava tarihinin 14.09.2015 değil 23.09.2014 olduğu, bu hususun bozma ilamına maddi hataya dayalı olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, maddi hataya dayalı olan bu hususta davalı lehine usuli müktesep hakkın doğduğundan bahsedilemez.
Gerçek dava tarihi olan 23.09.2014 ve ticaret unvanının tescil tarihinin 16.10.2009 olduğu, keza davacı tarafça davalı şirkette gönderilen 21.05.2014 tarihli ihtarname ile mevcut kullanımlara itiraz edildiği dikkate alındığında, ticaret ünvanındaki ‘‘SERLAS’’ ibaresinin terkini istemi yönünden Dairemizin yerleşik uygulamalarında benimsenen 5 yıllık sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresinin somut uyuşmazlıkta geçmediği değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
2- Öte yandan, marka hakkına tecavüz iddiası ile ilgili olarak Mahkemece, tecavüze davacının sessiz kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Dairemiz uygulamalarında sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresinin tecavüz eyleminin başladığı tarihten itibaren değerlendirilmesi gerekmekte olup, marka hakkına tecavüz iddiasının davacı tarafça 21.05.2014 tarihli ihtarnameyle ileri sürüldüğü dikkate alınarak, davalı tarafın markasal kullanımının bu tarihten geriye doğru 5 yıldan daha uzun bir süreye dayandığı ve davacının bu durumu bildiği veya bilebilecek halde olduğu tecavüze sessiz kaldığını ispat edilemediğine göre, markaya tecavüz ve buna bağlı talepleri yönünden buna göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği halde davanın hatalı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, mahkemece bu husular değerlendirilmeksizin davanın reddine dair verilen kararın bozulması gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.12.2019 tarih ve 2019/1649 E.-2019/8212 K. sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...