Karar Metni
MAHKEMESİ :1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.11.2018 gün ve 2017/418 – 2018/425 sayılı kararı onayan Daire’nin 10.12.2019 gün ve 2019/1283 – 2019/8040 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “NAMLI” markasını 1974 yılından bu yana kullandığını, söz konusu marka ile ilgili büyük ekonomik yatırımlarda bulunarak ayırt edici niteliğe kavuşturduğunu, müvekkilinin “NAMLI” markasını hizmet verdiği restoran hizmetleri ile ilgili olarak 1985 yılında 88013 sayılı tescil belgesi ile marka olarak kendi adına tescil ettirdiğini, hal böyle iken davalının müvekkiline ait dava konusu markayı ticaret unvanında kullandığını ve hizmet verdiği pastırmacılık faaliyetinin yanı sıra müvekkilinin faaliyet verdiği restoran ismi olarak haksız ve kötü niyetli olarak kullanmaya başladığını, ayrıca davalının söz konusu markayı kendi adına tescil ettirdiğini ve bu durumun müvekkili haklarına zarar verdiğini ileri sürerek, dava konusu “NAMLI” markasının davalı adına yapılan 2003/36960 sayılı ve 171835 sayılı markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, aynı zamanda davalının ticaret unvanında yer alan “NAMLI” ibaresinin de terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin “NAMLI” ibaresini 21.02.1991 tarihinden itibaren ticaret unvanı olarak, 02.08.1996 tarihinden itibaren de marka olarak kullandığını, söz konusu markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu savunarak reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı adına 2003/36960 tescil no.lu markanın 43. sınıftaki “Yiyecek ve İçecek sağlanması hizmetleri: Restoran hizmetleri, self-servis restoran hizmetleri, lokanta hizmetleri, kafeterya hizmetleri, cafe hizmetleri, kantin hizmetleri kokteyl salonu hizmetleri snack-bar hizmetleri, bar hizmetleri, ikram hizmetleri (catering), yiyecek ve içecek hizmet araçlarının kiralanması hizmetleri… yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, dağıtımı ve sunulması hizmetleri (üçüncü şahıslar adına) ziyafet düzenleme hizmetleri” bakımından hükümsüzlük isteminin kabulüne, kararın kesinleşmesini müteakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili emtia sınıfı ile ilgili olarak sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2- Dava, davalı adına tescilli 2003/36960 sayılı NAMLI ve 171835 sayılı N NAMLI+ Şekil markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, aynı zamanda davalının ticaret unvanında yer alan NAMLI ibaresinin de terkinine karar verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece ticaret ünvanı terkin talebi ile 171835 sayılı N NAMLI+ Şekil markasının hükümsüzlüğü talebinin reddine, 2003/36960 sayılı NAMLI markasının ise 43. sınıftaki bazı hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Anayasımızın 2.maddesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal hukuk devletinde, “hukuk güvenliği” temel bir ilkedir (AYM’nin 30.11.2007, E.2006/61, K.2007/91, RG.23.02.2008, S.26796; ve 17.01.2008, E.2007/21, K.2008/40. sayılı kararları). Hukuki güvenlik ilkesi gereği, mevcut yasal düzenlemelere göre hareket eden kişilerin, bu yasal düzenlemeler nedeniyle tabi oldukları hukuki durumlarının kural olarak yeni uygulamalarla değiştirilmemesi esastır. Hukuki güvenlik ilkesi ise, kazanılmış hakların korunmasını gerektirir. Kazanılmış hakların korunması aynı zamanda kamu düzeninden olup mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerekir.
Dairemizin 19.09.2008 tarih, 2007/7547 E., 2008/10251 K. sayılı “ECE LADY/ECE TOFF” kararında da zikredildiği üzere marka sahibinin uzun yıllardır kullandığı markasını yeni bir görünümle yeniden tescil ettirmek istemesi kazanılmış hakların korunması ilkesinin bir gereği olarak görülmektedir. Ancak başvuru sahibinin bu yöndeki kazanılmış hakkının varlığından bahsedilebilmesi için hakka dayanak teşkil eden önceki tarihli markasının hükümsüzlük tehdidi altında bulunmaması, önceki marka ile sonraki markanın ayırt edici ve asıl unsurlarıyla tescil kapsamlarının aynı olması, sonraki tescili istenen markanın başkası adına tescilli bir marka ya da işarete yanaşılmaması ve son olarak marka sahibinin markasını yeni bir görünümle yeniden tescil ettirmek istemesi amacına uygun olarak önceki tarihli dayanak markasını uzun süredir kullanılıyor olması gerekir.
Somut olayda, davalı şirket adına 12.06.1997 tarihinden itibaren tescilli olan 1996/011467 sayılı markanın “kafeterya, restaurant işletmeciliği, catering(hazır yemek yapım ve dağıtım) hizmetleri’ ‘ni kapsadığı ve ayırt edici unsurunun ise “NAMLI” ibaresi olduğu, hükümsüzlüğüne karar verilen 2003/36960 markanın da “NAMLI” ibaresinden oluştuğu, davalı tarafın markayı uzun yıllardır tescil kapsamındaki hizmetlerde kullandığını ileri sürdüğü ve en başından bu yana kazanılmış hak savunmasında bulunduğu halde, Mahkemece, Dairemizin yukarıda bahsi geçen yerleşik kararları doğrultusunda bir değerlendirme yapılmaksızın 2003/36960 sayılı NAMLI markanın 43. sınıftaki bazı hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru olmamış ve bu nedenle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...