Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.09.2019 tarih ve 2017/907 E- 2019/449 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.07.2020 tarih ve 2020/96 E- 2020/531 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin 20.11.2014 tarihinden itibaren Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı olarak faaliyet gösterdiğini, uzun yıllardır … ibaresini tescilsiz olarak işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalı şirketin müvekkilinin faaliyet gösterdiği mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyette bulunduğunu, davalının ticaret unvanını kötüniyetli olarak ve iltibas yaratmak amacıyla tescil ettirdiğini, davalının “… Teknoloji” ibaresini kullanmasının müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, iltibas yarattığını ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı şirketin kötüniyetli olarak davacı şirketin kullandığı markasını tescil ettirdiğini, davalı şirketin markaya tecavüzünden dolayı müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, davalının markaya tecavüzünün tespiti ve menine, davalıya ait “… Teknoloji San. Ve Tic.Ltd.Şti.” markasının hükümsüzlüğüne, davalı şirketin unvanının Ticaret Sicilinden terkinine, davacının davalı şirkete yönelik bir marka tecavüzünün gerçekleşmediğinin tespitine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin 18 yıldır “…” markası ile faaliyet yürüttüğünü, 20.04.2000 tarihinde Batman Ticaret ve Sanayi Odasına kayıt yapıldığını ve “… Bigisayar Eğitim, Kırtasiye San. Tic. Ltd. Şti” unvanı ile faaliyetine başladığını, 11.12.2007 tarihinde TPMK nezdinde “…” markasını 9 ve 42 nolu emtialarda tescil ettirdiğini, 11.07.2016 tarihinde “… Bilgisayar” marka kullanım haklarını yenilediğini, 18.11.2016 tarihinde “… Teknoloji”, “… Güvenlik”, “… Yazılım”, “… IT”, “Zayıf Akım” markalarını tescil ettirdiğini, 13.07.2017 tarihinde de gelişen yeniliklere uyum sağlamak, ürün ve hizmet yelpazesini genişleterek tüm teknoloji alanlarında faaliyet göstermek üzere müvekkilinin ticaret unvanını “… Teknoloji San.Tic.Ltd.Şti” olarak değiştirdiğini, davacı şirketin hem ticaret siciline tescilli hem de TPMK nezdinde tescilli davalı markasını bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, davalının … markasının gerçek hak sahibi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının ticaret unvanını 20.04.2000 yılında davacının ticaret unvanından daha önce tescil ettirdiği, davalının marka tescillerinin de davacı kullanımlarından önceki tarihli olduğu, davacının ticaret unvanı olarak kullandığı “…” ibaresinin markasal kullanımına ilişkin delil sunmadığı, öncelik hakkının davalıda bulunması nedeniyle davalının kullanımının, davacının iddia ettiği tescilsiz marka hakkına tecavüz teşkil etmediği, davalının “…” markasının gerçek hak sahibi olduğu, gerçek hak sahipliğine konu mal ve hizmetlerin marka tescil belgeleri kapsamındaki mal ve hizmetler olduğu ve dava konusu 9 ve 42. sınıflardaki bilgisayarlarla ilgili mal ve hizmetleri de içerdiği, davalının ticaret unvanı ve marka kullanımının haksız rekabet oluşturmadığı, tarafların ticaret unvanlarında kullandıkları ortak unsurun “…” ibaresi olduğu, davalının ticaret unvanında bu ibareden sonra, “bilgisayar” yerine değişikliğe giderek davacının ticaret unvanında yer almayan ve ayırt ediciliği de bulunmayan “teknoloji” ibaresini kullanmasının davacının ticaret unvanıyla benzerlik veya iltibas ihtimaline yol açmayacağı, zira asıl ve ayırt edici olanın “…” ibaresi olduğu, davalının daha önce tescil ettiği ticaret unvanı kullanma hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacı şirketin 20.11.2014 tarihinde Diyarbakır Ticaret Siciline tescil olduğu ve faaliyet alanının güvenlik sistemleri hizmet faaliyetleri (hırsızlık ve yangın alarmı, elektronik kasa gibi güvenlik sistemlerinin kontrolü, kurulumu, bakımı, alınan alarm sinyali ile sistem doğrulaması ve polis, itfaiye gibi birimlerin harekete geçirilmesi olduğu, davalı şirketin ise 20.04.2000 tarihinde Batman Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil olduğu ve faaliyet alanının bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri ve yazılımlarının toptan ticareti (bilgisayar donanımları, pos cihazları, ATM cihazları vb. dahil) olduğu, davalı şirketin 13.07.2017 tarihinde de ticaret unvanını “… Teknoloji San.Tic.Ltd.Şti” olarak değiştirdiği, söz konusu değişikliğin 20.07.2017 tarihli ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, hem davacı şirketin hem de davalı şirketin ticaret unvanlarının eki olan “…” ibaresini davalının önceki tarihli olarak tescil ettirdiği ve bu ibare üzerindeki öncelik hakkının davalıya ait bulunduğu, davalının ticaret unvanının tescil edilmiş haliyle kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceği gibi yine davalının marka kullanımının da tescilli markadan doğan hakların kullanımı olup haksız rekabet oluşmayacağı, davalının 2007/65936 sayılı “… Bilgisayar Tic.San.Ltd.Şti.” ibareli markasının 09,42 sınıflardaki mal ve hizmetlerde 20.11.2008 tarihinde tescil edildiği ayrıca 2016/58097 sayılı “… Bilgisayar” ibareli markanın 09,42,45. sınıflarda, 2016/93422 sayılı “… teknoloji” ibareli markanın 09,19,41,42,45. sınıflarda, 2016/93461 sayılı “İlkemIT” ibareli markanın 19,41, 45. sınıflarda, 2016/93449 sayılı “… zayıf akım” ibareli markanın 09, 19, 41, 42, 45. sınıflarda, 2016/93440 sayılı “… güvenlik” ibareli markanın 09,19, 41, 42, 45. sınıflarda tescil edildiği, davacının tescilsiz olarak kullandığı ve gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü “…” ibaresinin markasal kullanımına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, marka tescillerinin de davacının kullanımlarından önceki tarihli olduğu, öncelik hakkının davalıda bulunması nedeniyle davalının kullanımının davacının tescilsiz markasına ve ticaret unvanına tecavüz teşkil etmediği, bu suretle davacının kötüniyet ve gerçek hak sahipliği iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...