Karar Metni
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.07.2018 tarih ve 2017/453 E- 2018/498 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 31.10.2019 tarih ve 2018/1540 E- 2019/1205 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, 1989 yılında Güney Kore’de kurulduğunu, dijital uydu alıcıları, dijital video kaydedici cihazlar gibi ürünlerin üretimini ve 90 ülkeye ihracatını yaptığını, Güney Kore dışında birçok ülkede şubeleri bulunduğunu, ülkemizde de İstanbul merkezli bir şube açtığını, müvekkili şirketin şubesi adına Türkpatent nezdinde 35 ve 37. sınıflarda 2011/78550 numaralı “Humaxdigital”, 2012/13289 numara ile “Humaxeasydigital” ve 09, 35.sınıflarda ise 2012/23650 numara ile “Humaxdirect” markaları bulunduğunu, müvekkili şirkete ait “HUMAX” markasının, Paris Sözleşmesi ile 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca tanınmış marka olduğunu, 1989 yılından itibaren müvekkilin, aynı zamanda ticaret unvanı olan “HUMAX” ibaresini, üretimini, satım ve dağıtımını gerçekleştirdiği ürünlerde kullandığını, müvekkilinin markası ile davalının markasının aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu, “HUMAX” ibareli markanın, müvekkili şirketin ticaret unvanı olması sebebiyle koruma altında olduğunu, ticaret unvanı sahibinin, SMK’nın 25.maddesi uyarınca markanın hükümsüzlüğünü talep edebileceğini, müvekkili tarafından önceye dayalı kullanım hakkı dolayısıyla “HUMAX” ibaresi üzerinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunduğunu, müvekkilinin İstanbul Şubesi olarak kurulan şirketin, 2012/23650 numara ile “Humaxdirect” marka başvurusunun 09 ve 35. sınıflarda
gerçekleştirilmiş olup, ancak tescilli “Humax” ibareli davalıya ait marka tescili dolayısıyla kısmen yayımlanabildiğini ileri sürerek davalı adına Türkpatent nezdinde 2002/05934 sayı ile tescilli “Humax” markasının kullanılmaması nedeniyle 6769 sayılı SMK madde 9 kapsamında iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olayda 6769 sayılı SMK’nın 9. maddesi gereğince markanın iptali koşullarının oluşmadığını, davacının işbu davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını, davacının iddialarının açılacak bir hükümsüzlük davasında değerlendirilebileceğini, “Humax” markasının iddianın aksine kullanıldığını, tescil edilen bir markanın kullanılmasının koşul ve halleri ile kullanılmaması halinde uygulanacak yaptırımın SMK’nın 9. maddesinde düzenlendiğini, dava konusu markanın gerek müvekkili şirket gerekse lisans sözleşmesi ile dava dışı Armada Ltd. Şti. tarafından işlevine uygun ve markayı taşıyan ürünlerin hitap ettiği çevrede kullanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davaya konu 2002/05934 sayılı “HUMAX” markasının 07, 08 ve 09. sınıflardaki mallar için 29/06/2012 ile dava tarihi arasında ciddi kullanıma ilişkin herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, davalı tarafın kullanımı ispat amacıyla sunduğu fatura vb. evrakın 11. sınıflardaki aydınlatma emtialarına olduğunu, dolayısıyla dava konusu 2002/05934 sayılı markanın 07, 08 ve 09. sınıflardaki mallar bakımından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 9 kapsamında kullanılmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına Türkpatent 2002/05934 numarada kayıtlı Humax markasının tescildeki 7-8 ve 9 sınıflardaki mallar bakımından tescilin iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK’nın 9/1. maddesi hükmüne göre markanın kullanılmamasına ilişkin incelenecek sürenin dava tarihinden geriye dönük olarak 29/06/2012 ile 29/06/2017 tarihleri arasında olduğu, bu 5 yıllık sürenin büyük bir bölümünün 6769 sayılı SMK’dan önce yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nın 14. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, anılan maddenin 06/01/2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarih ve 2016/148 esas, 2016/189 karar sayılı ilamı ile 14. maddenin iptaline karar verildiği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ise 10/01/2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği, arada 4 günlük boşluk olduğu anlaşılmış, 4 günlük yasal boşluğun içinde doğrudan açık hüküm bulunmayan uluslararası anlaşmalarla doldurulamayacağı konusunda gerek doktrinde gerekse Yargısal kararlarda değerlendirme yapılmışsa da kanaatimizce bu gerekçe doğru olmadığı, çünkü 22/12/2016 tarihinde kabul edilip yasalaşan fakat onay için Cumhurbaşkanlığı’na geç gönderilmesi nedeniyle yürürlüğe girmesinin gecikmesinden kaynaklanan 4 günlük bir kanun boşluğunun ortaya çıkması nedeniyle 4721 sayılı TMK’nın 1/2 maddesi gereğince Anayasa’nın 90/son maddesine göre yöntemine göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler olan Paris Sözleşmesi’nin 5/C-1 ve TRİPS’in 19/1 maddelerinde; markanın kullanılma zorunluluğunun opsiyonel şekilde düzenleyen hükümleri ile doldurulmasının zorunlu olduğu, dolayısıyla hakimin hukuk yaratarak Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen kullanılmayan markanın iptaline karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla yerel mahkemenin davalı 2002 05934 numaralı tescilli markasının 7, 8 ve 9. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde kullanılmadığı anlaşıldığından iptali kararı gerekçenin re’sen Dairemizce düzeltilmesine, davalı vekilinin sair istinaf istemlerinin esastan reddine, netice olarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı adına Türkpatent 2002/05934 numarada kayıtlı Humax markasının tescildeki 7., 8. ve 9. sınıflardaki mallar bakımından tescilin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin tüm temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, kullanmama nedeniyle markanın iptali istemine ilişkin olup, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulü ile davalıya ait markanın iptaline dair verilen nihai kararda davacı şirket lehine 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmişse de, istinaf mahkemesince davanın kabulüne dair esastan karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacı lehine takdirine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış ise de, anılan yanlışlık bozmayı gerektirmediğinden kararın aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...