Karar Metni
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada …1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/02/2017 tarih ve 2014/142 E.- 2017/28 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair …Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2019 tarih ve 2017/3808 E.- 2019/489 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; “PENTİ” markasının ilk kez 1975 yılında tescil ettirilerek kullanmaya başladığını, davalının müvekkilin “PENTİ” markasının tanınmışlığından yararlanmak maksadıyla yeni girdiği çorap piyasasında “PANTY” markasını kullanmaya başladığını, davalı firma piyasada NBB ve ARICI markalarıyla ürettikleri kadın iç çamaşırlarıyla bilindiğini, davalının NBB PANTY olarak çorap sektöründe tanınmak istediğini, Küçükçekmece C.Savcılığının 05.07.2007 tarihinde 2007/23313 soruşturma dosyasında, Saray C.Savcılığının 05.07.2007 tarihinde 2007/622 soruşturma dosyasında, Bakırköy C. Savcılığının 06.07.2007 tarihinde 2007/45603 soruşturma nolu dosyasında, …C. Savcılığının 06.07.2007 tarihinde 2007/32401 soruşturma nolu dosyasında davalılara ait fabrikada yapılan aramada bulunan ve elkonulan toplam 22.776 adet ürünün 21.046 adedinin pantolon çorabı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, haklı davalarının kabulü ile şimdilik 100.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunduğunu, müvekkili şirketin tescilli NBB markası ile 1976 yılından bu yana tekstil sektöründe ağırlıklı olarak iç çamaşırı ve mayo üretiminde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin çorap sektöründe üretime başlamasıyla davacı şirketin pazar hakimiyetini kaybedeceği endişesiyle “NBB Panty” markasının “Penti” markası ile iltibasa yol açtığı bahanesiyle müvekkili şirketin fabrika ve mağazalarında arama ve el koymalar yaptırdığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; değişik iş ve ceza yargılamasına konu arama ve el koyma tutanakları, ceza mahkemesine ait ilamlar kapsamına göre eylemin 05.07.2007 ve 06.07.2007 tarihlerinde gerçekleşmesine, 818 sayılı BK’nın 60. maddesi uyarınca davanın açıldığı 10.06.2011 tarihi itibarıyle davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 03.01.2008 tarih 2005/15 Esas, 2008/2 sayılı kararıyla 556 sayılı KHK’nın 61-A-c maddesi iptal edildiğinden ceza zamanaşımının somut olaya uygulanamayacağı, dayanak mahkeme
dosyasında (1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2007/195 Esas-2014/142 Karar) fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması beyanının, zamanaşımını tek başına kesmeyeceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/11832 Esas 2014/19241 Karar sayılı ilamında da bu hususun belirtildiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; savcılık arama ve el koyma tarihleri göz önüne alındığında, haksız fiil tarihi itibarıyla 818 Sayılı Borçlar Kanunu uyarınca arama ve el koyma tarihlerinden itibaren bir yıllık süreler dolduğu, markaya tecavüz eyleminde uygulanan 556 sayılı KHK 61/A-c maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 03/01/2008 tarihli 2005/15 Esas-2008/2 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden, markaya tecavüz suçunun yasal dayanağı kalmadığından ve sonraki yasal düzenleme de geriye yürütülemeyeceğinden ceza zamanaşımının davacı yönünden uygulanamayacağı ve dava tarihi itibarıyla BK 60. md gereğince bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...