MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.02.2020
Karşı OyYok
Dava Konusu: Marka şirketler Tescil

Karar Metni

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/10/2017 tarih ve 2016/274 E. – 2017/308 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/05/2019 tarih ve 2018/1107 E. – 2019/497 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Doktor Teknolog” ibareli 9, 16, 35, 37, 41 ve 42.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin “TECHNOLOG” ve “TEKNOLOG” ibareli 6, 7, 8, 9, 11, 20, 21, 28 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren markaları ile başvuruya itiraz ettiğini, başvurusunun 9 ve 35. sınıf ürün ve hizmetler için reddedildiğini, oysa görsel, sescil, biçimsel, düzenleme, renk ve kompozisyon olarak başvuru konusu işaret ile davalı markaları arasında iltibasa sebebiyet verebilecek bir benzerlik bulunmadığını, davalı markalarının vasıf bildirici olduğu gibi teknolojiyi kullanan kimse anlamına geldiğini, bu nedenle iltibasın oluşmayacağını, ayrıca müvekkilinin 2011/80880 sayılı “TEKNOSA TEKNOLOG” ve 2014/56749 sayısılr “TEKNOSA DOKTOR TEKNOLOG” markalarından kaynaklı kazanılmış hakkının bulunduğunu, 9 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri tercih edecek kişilerin niteliği ve satın alma için ayıracakları süre, gösterecekleri dikkat ve özen nazara alındığından iltibas doğmasının olanaksız bulunduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, başvuru konusu ibare ile müvekkili markalarıı 9 ve 35.sınıf ürün ve hizmetlerin aynı tür olduğunu, görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı izlenim itibarı ile ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olduklarını, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca başvurunun reddinin zorunlu bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalının redde mesnet markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “TECHNOLOG” ibaresinden oluştuğu, davacının başvurusunda da asıl ve ayırt edici unsurun “Teknolog” ibaresi olduğu, başvuruda fazladan “Doktor” ibaresinin bulunmasından kaynaklı farklılığın, ürün ve hizmetlerin ortalama tüketicilerinin önemli bir kısmı tarafından fark edilmesinin ve markaların ayrı olduğu yönünde kanıya ulaşılmasının mümkün olmadığı, itiraza dayanak markaların kapsamında 35/6. sınıf mağazacılık hizmetlerinin genel olarak bulunduğu, oysa başvuruda 35/6. sınıf hizmetlerin 1-34.sınıf ürünlerin mağazacılığı olarak somutlaştırıldığı, bu halde tüm 35/6 yönünden başvurunun reddinin yerinde olmadığı, buna göre davalı markasının kapsamında yer alan malların mağazacılık hizmeti bakımından verilen kararın yerinde iken davalı markalarının kapsamında yer almayan mallar bakımından kurum kararının yerinde olmadığı, yine reddedilen 9. sınıf mallar bakımından da kararın yerinde olduğu, zira davalı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, davacının müktesep hakkının da bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının davalı markalarının kapsamlarında yer alan mallar ile ilişkilendirilemeyen 35/6. sınıf hizmetler bakımından iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile taraf vekillerinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...