MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.02.2020
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/07/2017 tarih ve 2016/63 E- 2017/108 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/05/2019 tarih ve 2017/6342 E- 2019/1226 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “KUVEYT TÜRK ALTINKART” ibareli marka için 9 ve 36.sınıflarda tescil başvurusunda bulunduğunu, fakat davalının bu başvuruya kendi adına 9 ve 36.sınıflarda tescilli “ALTINKART” markalarına dayanarak itiraz ettiğini, yaptıkları araştırmada davalının “ALTINKART” markalarını tescil ettirdiği sınıflarda kullanmadığının öğrenildiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2009/13198 sayılı “ALTINKART” markasının 9, 37 ve 40. sınıf mal ve hizmetlerde, 2009/38832 sayılı “ALTINKART” markasının 38,39,41,42,43,44 ve 45.sınıf hizmetlerde, 2009/62296 sayılı “ALTINKART” markasının 36.sınıfta 5 yılı aşkın süredir kullanılmaması nedeniyle iptaline, hükümsüzlüklerine, markaların sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Süslü Grup şirketlerinin bir parçası olarak kurulduğunu, 1991 yılından beri her türlü altın ve kıymetli taş ile madenlerden malul kuyumculuk malzemelerinin ticareti ile iştigal ettiğini, davalının 2009 yılında müşterilerine çeşitli ayrıcalık ve avantajlar sağlayan altınkart uygulamasını hayata geçirerek bu markayı tescil ettirdiği gibi yoğun bir şekilde de kullanarak maruf hale getirdiğini, hali hazırda 1351 müşterisi bulunduğunu, davacının kendi tescil ettirmek istediği markanın 9 ve 36.sınıflara ilişkin iken davalının bu markayı sadece bu sınıflar için değil diğer sınıflar için de iptal ettirmek istediğini, dolayısıyla davacının bu yönlerden hukuki yararı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın dayanağının 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi olup anılan maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından 14.12.2016 tarihli karar ile iptal edildiği, dolayısıyla davanın dayanağının kalmadığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda “ALTINKART” markasının 2009/13198 sayılı tescil bakımından yalnızca manyetik optik ve kozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılarda kullanıldığı, 9.sınıf bakamından diğer mallar ile 37 ve 40. sınıflardaki hizmetlerde kullanılmadığı, 2009/38832 sayılı tescil bakımından 38,39,41,42,43,44 ve 45.sınıflarda tescil ettirildiği hizmetlerin hiçbirinde kullanılmadığı ve 2009/62296 sayılı tescil bakımından 36.sınıfta finansal ve parasal hizmetlerde kullanıldığı, 36. sınıftaki diğer hizmetlerde kullanılmadığı, kullanılmamanın haklı bir nedene dayandığına dair dosyada delil bulunmadığı, tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin 1/4 oranında davacı üzerinde bırakılması, 3/4 oranında davalıdan tahsilinin gerektiği, gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...