Karar Metni
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07/03/2017 tarih ve 2016/66 E- 2017/103 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 10/07/2019 tarih ve 2017/1262 E- 2019/1094 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2009/18656 numaralı “Ersöz Pide …” markasının sahibi olduğunu, anılan marka ile müvekkline ait işletmenin 40 yıldan uzun bir süredir pidecilikte seçkin bir marka olarak Uşak ilinde ün kazandığını, davalıların müvekkilinin markasını taklit ederek iltibas yaratacak şekilde benzer olan “… Ersözler” ibaresinin tescili için başvuruda bulunduğunu ve markanın 2014/59383 sayılı marka tescil numarası ile davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin tanınmışlığından yararlanmak ve haksız kazanç sağlamak isteyen davalıların, kötü niyetli olarak müvekkilinin işletmesinin 400-500 mt. ilerisinde işletme açıp, aynı isim altında ve aynı sektörde faaliyete geçtiklerini, ayrıca her iki işletmenin aynı il, aynı mahalle ve hatta aynı mevkiide yer alıyor olmasının haksız rekabete neden olduğunu, müvekkili adına tescilli markanın ve dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen davalılara ait markanın esas unsurunun “Ersöz” ibaresi olup, her iki markanın işitsel olarak da birebir aynı olduğunu, davalıların markasının müvekkiline ait markanın isim değiştirilmesi suretiyle oluşturulduğunu, her iki marka arasındaki benzerliğin müvekkilinin markalarının ticari itibarının ve piyasadaki bilinirlik düzeyinin telafi edilemez bir biçimde zarar görmesine neden olduğunu, davalılara Uşak 3. Noterliği’nin 12/06/2013 tarih ve 09163 yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, ancak davalıların haksız olarak markayı kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek, davalılar adına tescil edilen 2014/59383 sayılı “… Ersözler” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin “… Ersözler” markası için 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen yasal prosedürleri yerine getirerek tescil talebinde bulunduğunu, başvurunun Kararnamenin 33.maddesinde belirtilen şekilde yayınlandığını, yayına karşı davacı tarafça 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 35.maddesinde belirtilen şartlara ilişkin süresi içinde itirazda bulunulmadığını, davacının itiraz etmediği bir marka tesciline karşı, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin bir dava açmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekillerinin markası ile davacının markasının benzemediğini ve müvekkillerinin ne iş yaptığının dahi markadan anlaşılamadığını, bu nedenlerle iddia edildiği gibi, haksız rekabete yol açılmasının ya da tüketiciler tarafından karıştırılmasının söz konusu olmadığını, müvekkillerinin işyerinin aslında 1969 yılından beri “Sarayaltı Mahallesi Kutsal sok. No:15 sayılı adreste, müvekkillerinden…’ın annesi, …’ın babaannesi … tarafından “Ersöz Pide” ünvanıyla faaliyet gösterdiğini, …’ün bu işletmenin faaliyetinin ve işletmenin her türlü ticari faaliyetinin devamı için 30 Mart 1987 yılında, Uşak 2.Noterliğinin 5890 yevmiye nolu vekaletnamesi ile müvekkillerinden …’e vekaletname verdiğini, bu şekilde işletmenin 1995 yılına kadar aynı adreste aynı unvanla müvekkili tarafından işletilmeye devam ettiğini, hatta o tarihteki aynı adreste kayıtlı telefon numarasının hala kullanıldığını, bahsedilen “Ersöz Pide “adlı işletmenin 31.12.1994 yılında ticari faaliyetine son verdiğini, bu işletmenin müvekkili … tarafından tekrar açılıp 06.01.1995 yılında Uşak Fırıncılar ve Unlu Madde İmalatçıları Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na kaydının yapıldığını, müvekkilinin o tarihten bu yana aynı adreste ve aynı isim adı altında faaliyetine devam ettiğini, dosyaya sundukları belgelerden de açıkça anlaşılacağı üzere bu işletmenin yaklaşık 47 yıldır aynı adreste Ersöz Pide olarak faaliyetine devam ettiğini, bu nedenle davacının iddia ettiği “40 yıllık pidecilikte ün yapma, tanınmış bir lezzet haline gelme” olayının davacı için değil, müvekkilleri için geçerli olduğunu, faaliyetine 2008 yılında başlayan bir işletmenin 40 yıllık bir ticari geçmişinin olmasının mümkün olmadığını, davacı vekilinin müvekkillerinin davacının işyerinden 400-500 metre uzağında işyeri açıp, davacının ün ve şöhretinden faydalanmaya çalışarak kötü niyetli olmaları iddialarının asılsız, yersiz ve mesnetsiz olduğu kadar esasen bu iddiaların davacının kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, davacının kötü niyetli olarak müvekkillerinin uzun süreli faaliyetleri sonucu elde ettikleri emek ve başarısı ile ticari itibarı ve ticari başarısından pay elde edebilme çabası içinde olduğunu, belirtilen hususların 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 42.maddesinin son fıkrasında açıklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Ersöz soyadının Türkiye’de yaygın olan bir soyadı olduğu, nitekim TPMK marka veri tabanında bu ibareden oluşan çok sayıda tescilli marka bulunduğu, taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler benzer olmakla birlikte, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından KHK 8/1-b maddesi anlamında markalar arasında iltibas oluşmadığı, ayrıca davalı markasının hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı veklili tarafından istinaf edilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin, davanın kabulü gerektiği yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmuş ise de, duruşma açılarak davacı yanın istinaf itirazları incelendiğinden, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...