Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/09/2017 tarih ve 2016/237 E.- 2017/325 K. sayılı kararın davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/09/2019 tarih ve 2018/1393 E.- 2019/885 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi ayrı ayrı davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1963 yılında DUMANKAYA markası ile inşaat sektörüne girdiğini, Dumankaya ve DKY tanıtım işaretini taşıyan birçok marka tescilinin bulunduğunu, DKY KARTAL, DKY ON KAĞITHANE, DKY SAHİL, DKY ADA projelerini gerçekleştirdiğini, DKY ibareli 12, 19, 35, 36, 37, 39 ve 42. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2013/24561; DKY İNŞAAT ibareli 19, 35, 37 ve 42. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2013/26976; “DKY+ŞEKİL” ibareli 37.sınıf hizmetleri içeren 2012/112030; DKY ibareli 1-45. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2015/6478; DKY ibareli 6, 11 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2012/87233 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 21.01.2015 tarihinde görsel, fonetik, işitsel ve umumî intiba olarak müvekkillerinin DKY ibareli tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 37.sınıf hizmetleri içeren “DKA İNŞAAT” ibare ve biçimli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/5172 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilânı üzerine müvekkilinin kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak itirazlarda bulunduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2016/M-3982 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun müvekkilinin tanınmışlık vasfı bulunan markalarının oluşturduğu güven ve itibardan haksız yararlanma amacı güttüğünü, onlarla karışıklığa yol açacağını ve başvurunun tamamen kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek, hukuka aykırı kurum kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, görsel, işitsel ve anlamsal olarak “DKA İNŞAAT” sözcüğünü içeren başvuru konusu işaretin davacının “DKY İNŞAAT” ibareli markaları ile ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun DKY ibaresinden oluştuğu, diğer kelimelerin ve/veya unsurların ayırt edicilikte önemlerinin bulunmadığı, davacı şirket ortaklarının soyismi ve ayrıca ticaret unvanının da ayırıcı unsuru olan DUMANKAYA ibaresinin sessiz harflerinin kısaltmasından oluştuğu, anılan markanın 37. sınıf mal ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, uzun süreli kullanım, tanıtım ve gerçekleştirdiği itibarlı projeler sayesinde ayırt ediciliğinin artmış da bulunduğu, öte yandan davacı işletmenin üretim ve ticaretini yaptığı hizmet ve ürünlerini, seri ve birbirine benzer yahut ana unsuru birbirine benzeyen markaları ile birlikte pazara sunmakta olduğu, davacının seri markalarının esas ve ayırt edici unsurunun DKY ibareli oldukları, davacının DKY kök ve esas unsurlu seri markalarının bulunduğu, dolayısıyla bir başkasının, aynı tür ürün ve hizmetler için, yine DKY kök ve esas unsurlu veya bunlarla anlamsal, görsel ve sescil olarak iltibas yaratabilecek bir işareti kullanmasının, seri içerisine girmek suretiyle davacının bu seri markalarının çekici gücünden yararlanacağı, davalı başvurusunun konusu olan işaretin “DKA İNŞAAT” ibaresinden oluştuğu, “İNŞAAT” ibaresinin başvuru kapsamında bulunan 37. sınıf hizmetler bakımından zaten tanımlayıcı olduğu, bu nedenle ayırt ediciliğe katkısının olmadığı, işarette asıl ve ayırt edici unsurun “DKA” ibaresinden oluştuğu, “DKA” ibareli başvuruyla “DKY” ibareli davacı markalarının görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları, tanımlayıcı olmasına karşın inşaat sözcüğünün bu ilişkilendirmeyi kuvvetlendirdiği gerekçesi ile davanın kabulüne, Türk Patent YİDK’nın 2016/M-3982 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/5172 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının seri markalarının esas ve ayırt edici unsurunun “DKY” ibareli olduğu, davalının başvurusuna konu olan işaretin de “DKA İNŞAAT” ibaresinden oluştuğu, “İNŞAAT” ibaresinin başvuru kapsamında bulunan 37. sınıf hizmetler bakımından zaten tanımlayıcı olması nedeniyle ayırt ediciliğe katkısının olmadığı, bunun aksine tarafların aynı sektörde bulunmaları nedeniyle ilişkilendirmeyi kuvvetlendirdiği, işarette asıl ve ayırt edici unsurun “DKA” ibaresinden oluştuğu, “DKA” ibareli başvuruyla “DKY” ibareli davacı markalarının görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle bağlantı kurulabilecek derecede benzer bulundukları gerekçesiyle davalı Kurum vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili ile davalı … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...