Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/12/2017 tarih ve 2016/184 E- 2017/477 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2018/741 E- 2019/149 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 06.01.2020 tarih ve 2019/1584 Esas-2020/73 Karar ile Dairemizce onanmış olup, bu kez Dairemiz kararına karşı davacı vekili tarafından maddi hatanın düzeltilmesi istemli dilekçenin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin “KAJAL” ibareli pek çok markasının olduğunu, markaların hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde tescil edildiğini ve tanınmış hale getirildiğini, davalının 2014/100496 numaralı “COLOSSAL KAJAL” ibareli marka başvurusuna karşı, müvekkilinin benzerlik, eskiye dayalı kullanım, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçeleriyle yaptığı itirazın, TPMK YİDK’nın 17.03.2016 tarih ve 2016-M-2778 numaralı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, davalı L’OREAL S.A. firması ile müvekkili arasında hükümsüzlük ve haksız rekabet konulu davanın derdest olduğunu, müvekkiline ait tescilli marka ile aynı sınıf için ve ayırt edilemeyecek derecede benzer başvurunun iltibasa yol açacağını ve kötü niyetli olduğunu, “COLOSSAL” ibaresinin markaya hiçbir ayırt edicilik katmadığını ileri sürerek davalı TPMK YİDK’nın anılan kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin “L’OREAL”, “MAYBELÎNE” esas unsurlu markaları başta olmak üzere “COLOSSAL” ve diğer alt markaları altında üretilen kozmetik ve parfümeri ürünleri için de ciddi reklam ve tanıtım yaptığını, “KAJAL” kelimesinin göz kalemi/sürme anlamına gelen, makyaj ürünlerini tanımlayıcı nitelikte cins isim olduğunu, kendilerine ait markada “KAJAL” ibaresinin kullanılmasının ürünü nitelemek amacına matuf bulunduğunu, müvekkili tarafından “KAJAL” markasının hükümsüzlüğü ve bu ibarenin kullanımının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmeyeceğinin tespitine ilişkin İstanbul Anadolu l. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/146 E. sayılı davada alınan bilirkişi raporunda“KAJAL” markalarının cins ismi belirtiyor olmaları nedeniyle zayıf marka olduğunun, dünya çapında tanınmış 50’den fazla kozmetik şirketi tarafından göz makyaj ürünleri üzerinde kullanıldığının, bu sebeple “KAJAL” ibaresinin kullanımının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalının “COLOSSAL KAJAL” ibareli başvuru markasıyla davacının “KAJAL” ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı olabileceği ihtimalinin doğacağı, bu açıdan 556 sayılı KHK’nın 8/1.b maddesindeki koşulların oluştuğu, HMK 282. maddesinde belirtilen “hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle yukarıdaki gerekçelerle bilirkişi raporunun iltibas oluşmayacağı yönündeki değerlendirmesine itibar edilmediği, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK’nın 2016-M-2778 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; marka ile başvuru konusu işaret ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığının değerlendirilmesinin ortak olmayan unsurların, markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime olan etkisi hususuna odaklanarak yapılmasının ve değerlendirmede ortak olmayan unsurların benzerlikleri, farklılıkları ve ayırt edici niteliklerinin dikkate alınmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta da davacının, 3. sınıfta yer alan “kozmetik ürünler ve makyaj malzemeleri” ile ilgili yaygın anlamı bulunan ve zayıf bir marka olarak nitelendirilebilecek “KAJAL” ibaresini, müstakil veya asıl unsurlu marka olarak seçtiği, davalı şirketin de bu ibareye “COLOSSAL” ibaresini ekleyerek, başvuru markasını davacı markalarından farklılaştırdığını ve zayıf nitelikteki davacı markaları ile başvuru markası arasındaki iltibası önlediği, bu itibarla tarafların marka olarak kullandığı ibarelerin, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı ve davacı markalarının varlığının, davalı şirketin 30. sınıf mallar yönünden başvurusuna engel teşkil edemeyeceği, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili ile davalı L’oreal S.A. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin, 06.01.2020 tarih ve 2019/1584 Esas- 2020/73 Karar sayılı; davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına yönündeki kararına karşı davacı vekili tarafından kararın HMK 304-306. maddeleri uyarınca maddi hata nedeniyle düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 11.02.2020 tarihli dilekçe ile maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ise de, yapılan incelemede Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince talepte bulunan davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemiz’in 06.01.2020 tarih, 2019/1584 E-2020/73 K. sayılı ilamıyla mümeyyiz davacı vekilin tüm temyiz itirazlarının reddi ile onanmasına karar verildiği, davacı vekilinin maddi hata düzeltilmesi yolundaki isteminin temyiz aşamasında ileri sürdüğü hususlara ilişkin olduğu, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği hususların maddi hata olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...