MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 01.12.2016 tarih ve 2015/495 E- 2016/537 K. sayılı kararın davalılar Unıted İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 27.09.2019 tarih ve 2017/2127 E- 2019/1915 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; davacıların davalı şirketteki hisselerini davalı …’a devir ettiklerini, devir ederken şirket ünvanındaki “Arvas” isminin kullanılmaması ve “Arvas” ibareli markaların iptal edilmesi hususunda anlaştıklarını ve 12.06.2013 tarihli protokol yapıldığını, davacıların protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının protokol hükümlerini yerine getirmediğini sadece şirket unvanını değiştirdiğini, markaları kullanmaya devam ettikleri belirterek … tescil nolu “orvas tekstil” markası ile … tescil nolu “Arvas” markalarının iptali ile sicilden terkinine, Arvas İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. unvanının kullanılmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı TPMK vekili; görevsizlik, yetkisizlik ve husumet itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve United İç ve Dış Tic.Ltd. Şti. vekili; görevsizlik ve yetkisizlik itirazında bulunmuş, 21.11.2016 tarihli ıslah dilekçesinde ise; şirketin en önemli aktifinin azaltılmasının ortaklar arasında düzenlenen alelade bir sözleşme ile gerçekleştirilemeyeceğini, sözleşme maddesinin geçersiz olduğunu, dürüstlük kurallarına aykırı sözleşme yapılamayacağını, ticaret unvanının zaten değiştirildiğini, markanın hükümsüzlük hallerinin sınırlı olarak sayıldığını, markaları müvekkilinin ünlendirdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının davasının davalılar Unıted İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. ile davalı … açısından kabulüne, 2010/57334 tescil nolu “arvas tekstil” markası ile 2013/13348 tescil nolu “arvas” markalarının iptaline ve sicilden terkin edilmelerine, Arvas İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. unvanının kullanılmamasına, davacının davasının davalı Türk Patent Enstitüsü yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … ile davalı United şirketi vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; markaların iptal yükümünü protokolde düzenlenen 1 yıllık sürede yerine getirmediği, dava tarihine kadar da markaların iptal edilmediğinden davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine, ancak davalı şirket dava tarihinden önce unvan değişikliği yaptığı, davacı tarafça Arvas ibareli ünvanının kullanıldığına dair delil sunulmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı görülmekle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalılar … ve United İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 2010/57334 tescil nolu “arvas tekstil” markası ile 2013/13348 tescil nolu “arvas” markalarının iptaline ve sicilden terkin edilmelerine, Arvas İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. unvanının kullanılmamasına yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar Adem ile United şirketi vekili ile davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
1- HMK 353/1-b-2’de yer alan “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,” şeklindeki düzenleme uyarınca, mahkemece ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin hatalı veya yeterli bulunmaması halinde, mutlaka ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılıp, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden hüküm fıkrasının oluşturulması zorunludur. 6100 sayılı HMK’nın 353 vd. maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken, diğer yandan aynı zamanda vakıa incelemesi yapan mahkemelerdir. Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemelerince yapılan vakıa incelemesini yerinde bulmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararını bütünüyle kaldırması ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde kendisinin yeni bir hüküm kurması gerekir. Oysa somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi, bir yandan ilk derece mahkemesince verilen eda hükmüne ilişkin kararı kaldırarak ve yerine geçerek hüküm kurduğu halde, davalı kurum hakkındaki pasif husumetten ret kararı yönünden yeniden hüküm kurmamıştır. Bu durumda, infazda tereddüt uyandıracak şekilde infazı kabil iki ayrı karar ortaya çıkmasına meydan verilmekle Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı bütünü itibariyle kaldırılarak tüm istemler yönünden yeniden hüküm kurulması gerekirken usul ve yasaya aykırı düşecek şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep şekline göre, davalılar Adem ve United şirketi vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...