MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok
Dava Konusu: Marka Tescil

Karar Metni

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/03/2018 tarih ve 2017/222 E- 2018/101 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/10/2019 tarih ve 2018/1543 E- 2019/1017 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “CEVİZLİ BAHÇE SİPAHİKÖY+ Şekil” ibaresini marka olarak tescil için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2016/05992 kod numarasını alan başvuruya davalı şahısça kendisine ait 2012/86773 sayılı “Ceviz Ağacı Bahçesi” ibareli ve 2012/86775 sayılı, “Ceviz Bahçesi” ibareli markalar mesnet gösterilmek suretiyle itirazda bulunulduğunu, Markalar Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda itirazın kısmen kabulüne karar verildiğini ve marka başvurusunun 29. sınıfta yer alan “ceviz, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” mallar ile 30. Sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis” malları bakımından reddedildiğini, Markalar Dairesi’nin anılan kararına karşı yapmış oldukları itirazın ise nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin başvurusuna konu marka ile davalının itirazına mesnet tuttuğu markalar arasında iltibas tehlikesine yol açacak bir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “Cevizli Bahçe Sipahiköy+şekil” ibareli marka başvurusuyla davalı şahsın “Ceviz Bahçesi” ve “Ceviz Ağacı Bahçesi” ibareli markaları arasında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvuru markasında asli ayırt edici unsurun Cevizli Bahçe şeklinde ön plana çıktığı, bu açıdan Cevizli Bahçe ile Ceviz Bahçesi ve Ceviz Ağacı Bahçesi markalarının sesçil ve görsel olarak yüksek derecede benzerlik oluşturduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu 29. sınıfta yer alan “ceviz, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” mallar ile 30. sınıfta yer alan “Bal, arı sütü, propolis” mallar bakımından ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “Cevizli Bahçe Sipahiköy+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “Ceviz Bahçesi” ve “Ceviz Ağacı Bahçesi” ibareli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, diğer bir açıdan bakıldığında ortalama tüketici nezdinde davalı şahsın yukarıda belirtilen 29 ve 30. sınıftaki mallar bakımından “Ceviz Bahçesi” ve “Ceviz Ağacı Bahçesi” ibareli markalı ürünleri almak isterken davacının “Cevizli Bahçe Sipahiköy+şekil” ibareli markalı ürünü satın almak şeklinde bir yanılgı yaşayabilecekleri, 29 ve 30. sınıftaki reddedilen mallar yönünden ortalama tüketici nezdinde başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında işletmesel bağ olduğu algılaması oluşabileceği, her iki markanın aynı işletmenin markası ve idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davalı kurum kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, markaların birbirlerine olan görsel, sescil ve kavramsal benzerlikleri yanında, markaya konu unsurların ayırt edicilik gücü de dikkate alınmalıdır. Bu anlamda, markalarda yer alan ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden kimsenin tekeline verilemeyecek olan tanımlayıcı ibareler karşılaştırmada dikkate alınamaz. Tanımlayıcı olmamakla birlikte tanımlayıcılığa yakın ve tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden herkesin kulllanımına açık olan ve bu sebeple ayırt edicilik düzeyi zayıf ibareler yönünden ise koruma düzeyinin düşük tutulması ve bu hususta kimseye tekel hakkı verilmemesi gerekir. Zira, marka kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı veya tanımlayıcıya yakın ibareleri esas unsur olarak içeren markalar baştan itibaren ayırt edicilik gücü zayıf marka konumunda olup, bu tür zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceği göz önüne alınmalıdır.
Belirtilen ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa, davalının itirazına mesnet tuttuğu markalar, “Ceviz Ağacı Bahçesi” ve “Ceviz Bahçesi” ibareli markalar olup, mesnet markalarda yer alan ibareler, başvuru markası kapsamında yer alan 29. sınıftaki “Ceviz ve kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin” malları yönünden doğrudan tanımlayıcı olmasa da tanımlayıcıya yakın ve herkesin kullanımına açık ibarelerdir. Bu nedenle mesnet markalar anılan mallar bakımından ayırt edicilik düzeyi zayıf marka konumundadır. Bu itibarla, “Cevizli Bahçe Sipahiköy” ibaresinden ve iki sincap şeklinden oluşan başvuru markasının, mesnet markalardan farklı olarak içerdiği “Sipahiköy” ibaresi ve şekilden dolayı 29. sınıftaki mallar yönünden iltibas tehlikesini bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığının kabulü ile hüküm tesisi gerekirken, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerince yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...