Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarih ve 2017/426 E- 2018/221 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.10.2019 tarih ve 2018/1475 E- 2019/1016 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “CEP” ve “CEPTE” ibareli ibareli birçok markasının Türk Patent nezdinde tescilli olduğunu, davalının 24.03.2016 tarihinde kötüniyetli biçimde 35.sınıftaki hizmetleri içeren “Cepteikinciyeni+şekil” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2016/26783 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni’nde ilân olunduğunu, bunun üzerine tanınmışlık ve iltibas vakıalarına dayanılarak kötüniyetli başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-7669 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira başvurunun tescilinin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturacağını ileri sürerek itirazlarının reddine dair YİDK kararının iptaline, davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuru konusu “Cepteikinciyeni+şekil” ibareli işaret ile davacının “CEP” ibareli markaları arasında ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede bir benzerlik bulunmadığını, zira cep kelimesinin günlük yaşamda cep telefonu olarak da adlandırılan taşınabilir telefon ürününü adlandırmak için günlük dile yerleşmiş, herkesçe belirtilen anlamıyla bilinen ve kullanılan bir kelime olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, başvurunun dava dışı muterizlerin itirazları üzerine reddedilmesine rağmen davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davacının markalarının “CEP” ve “CEPTE” ibareli oldukları, bazılarının yalnızca CEP ibaresini bazılarının ise CEP ibaresi ile birlikte değişik bazı ibareleri içerdikleri, davalının başvurusunun ise “Cepteikinciyeni+şekil” ibareli olduğu, başvuruda “CEP” ve “CEPTE” ibaresinin değil “Cepteikinciyeni+şekil” ibaresinin bulunduğu, başvuru kapsamında bulunan ürün ve hizmetlerin davacının “CEP” ibareli bir kısım markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle kısmen aynı türden olduğu, başvuru konusu işaretin kapsamındaki 35.sınıf ürün ve hizmetler için cep telefonu özelliklerinden istifade edilmek suretiyle anılan ürün ve hizmetin sunulduğuna ilişkin mesaj verdiği, davacının “CEP” ibareli markalarının bu yönü itibariyle 35.sınıftaki hizmetler bakımından anılan özelliği itibariyle zayıf bir marka olduğu, davacının “CEP” ibareli markalarıyla davalının “Cepteikinciyeni+şekil” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak genel izlenimde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “CEP” ibareli markalarıyla davalının “Cepteikinciyeni+şekil” ibareli başvurusu arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak genel izlenimde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...