MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarih ve 2017/276 E.- 2018/184 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19.09.2019 tarih ve 2018/1428 E.- 2019/896 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2015/03138 sayılı, 03, 09, 14, 18, 25, 26, 29, 30, 32, 35 ve 43. sınıflardaki mal ve hizmetleri kapsayan “ALSHAYA” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca resen kısmen reddedildiğini, davalı şirketin 2015/03059 ve 2015/03048 sayılı, “alshaya foods”, “alshaya” ibareli markalarına yaptığı itiraz üzerine başvuru kapsamındaki bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa dava dışı M.H.Alshaya Co. Şirketinin 1890 yılında Kuveyt’te kurulmuş bir şirketler grubu ve “ALSHAYA” ibaresinin de bu grubu kuran Kuveyt’li ailenin soyadı olduğunu, firmanın perakendecilik alanında 70’ten fazla markayı yönettiğini, birçok tanınmış markayı farklı ülkelerde tüketicilerle buluşturduğunu, müvekkili şirketin de 2002 yılında Alshaya Grubunun Türkiye yatırımı olarak kurulduğunu ve Türkiye’de dahil tüm dünyada Alshaya olarak bilindiğini, Shaya unvanı görüldüğünde doğrudan Alshaya ile bağlantı kurulduğunu, Shaya’yı Alshaya Group’tan bağımsız bir firma olarak ele almanın mümkün olmadığını, müvekkilinin aynı zamanda … nezdinde 35. sınıfta 2012/02394 sayı ile tescilli “SHAYA” ve 09, 16, 35, 38, 43. sınıflarda 2004/36438 sayı ile tescilli “SHAYA” markasının sahibi olduğunu, SHAYA markası üzerinde daha önceki tescillerine dayalı 09, 16, 35, 38, 43. sınıflarda kazanılmış hakkının bulunduğunu, bu hakkın ALSHAYA markası bakımından da korunmasının gerektiğini, redde mesnet markaların sahibi şirketin unvan tescilinden ve www.alshaya.com.tr ve www.alshayafoods.com.tr alan adlarını adına tescil ettirdiğinden haberdar olan müvekkilinin derhal davalıya ihtarname göndererek önceye dayalı hak sahipliği konusunda kendisini bilgilendirdiğini ve haksız rekabet oluşturan hareketlerine son vermesini istediğini, davalının ise talepleri reddettiğini ve aynı gün 14.01.2015 tarihinde “ALSHAYA” ibaresinin tescili için marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkili tarafından 14.07.2015 tarihinde Bakırköy 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde haksız rekabet kurallarının ihlali ve marka tecavüzüne dayalı 2015/141 Esas sayılı davanın açıldığını, mahkeme incelemesinde ve alınan bilirkişi raporunda Alshaya Foods’un ticaret unvanının ve alan adlarının marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığına hükmedildiğini, dosyanın incelemesinin istinaf mahkemesinde devam ettiğini, ayrıca davalının 2015/03048 “ALSHAYA” ve 2015/03059 “ALSHAYA FOODS” markalarına … nezdinde itiraz edildiğini, itirazın davalı Kurum tarafından 43. sınıf hizmetler yönünden kısmen kabul edildiğini, söz konusu YİDK kararlarına karşı Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2016/390 Esas ve 2016/452 Esas numaralı davaların ikame edildiğini, söz konusu markaların tüm sınıflar açısından hükümsüzlüğünün de talep edildiğini, anılan yargılamaların devam ettiğini ve devam eden bu dosyaların, talep üzerine 2016/390 Esas numaralı dosya ile birleştirildiğini ileri sürerek, işbu dava açısından 2016/390 Esas numaralı dava dosyası için alınacak kararın beklenmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde işbu dosyanın 2016/390 Esas numaralı dosya ile birleştirilmesini, YİDK’in 2017-M-4359 sayılı kararının iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “ALSHAYA” ibaresinin müvekkili şirketin yetkili ortağının soyadı olduğunu ve Kuveyt’te yaygın olarak kullanıldığını, Kuveyt’te müvekkili şirket yetkilisinin de bağlı bulunduğu ALSHAYA isimli bir şirketin olduğunu, davacı tarafın Türkiye’de SHAYA ibaresini kendine marka ve ticaret unvanı olarak seçip faaliyet gösterebileceğini, davacının marka başvurusunda bulunduğu tarihte müvekkili markasının tescilli olduğunu, her ne kadar müvekkili aleyhine mezkur markaların hükümsüzlüğü talepli dava ikame etmiş ise de işbu davanın YİDK kararının iptali istemine ilişkin bulunduğunu ve söz konusu markalar hükümsüz kılınsa bile eldeki davanın etkilenmeyeceğini, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markaların birebir aynı olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu 2015/03138 kodlu “Alshaya” ibareli başvuru kapsamındaki 35. sınıf hizmetler ile davalının 2015/03059 ve 2015/03048 sayılar ile tescilli “Alshaya Foods” ve “Alshaya” markalarının kapsamındaki mallar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, dava konusu 2015/03138 sayılı “ALSHAYA” ibareli marka ile davalı yanın “Alshaya” ibaresini haiz markalarının 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, markalar arası iltibas ihtimalinin bulunduğu, davacının ALSHAYA ibaresinin çekişme konusu mal/hizmetler yönünden aynı KHK’nın 8/4. maddesi anlamında tanınmış olduğu yönündeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının ticaret unvanı SHAYA ile dava konusu marka başvurusu ALSHAYA’nın birebir aynı olmaması sebebiyle davacının ALSHAYA ibaresinin ticari unvanı olduğu ve bu ibare üzerinde 8/5. md. anlamında hak sahibi olduğu iddialarının da yerinde bulunmadığı, YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...