Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15.11.2016 tarih ve 2015/252 E. – 2016/314 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 03.10.2019 tarih ve 2018/1436 E. – 2019/955 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Kurum ve davalı şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin “PINAR” esas ibareli tanımış markaların, ayrıca “PINAR BEYAZ”, “PINARBEYAZ&DİZAYN”, “BEYAZIM”, “PINAR BEYAZ”, “PINARBEYAZ+ezineli şekil”, “Çocuklara Kahvaltıyı Sevdiren Beyaz”, “PINAR BEYAZ PEYNİR”, “BEYAZ SÜRÜLEBİLİR BEYAZ PEYNİR” asıl unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “BEYAZIN ADI DOĞRULUK” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2013/105019 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, başvuru konusu ibare ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, ayrıca müvekkilinin “PINAR BEYAZ” markasının tanınmış marka olduğunu, bu sebeple BEYAZ ibareli markaların müvekkili markaları ile iltibas yaratacağını, herhangi bir sınıfta BEYAZ ibaresinin kullanımının mümkün olmadığını, kesinleşmiş muhtelif yargı kararları gereğince de BEYAZ ibaresinin müvekkili ile özdeşleştiğini ve ayırt edici unsur haline geldiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, haksız rekabet yaratmak amacıyla hareket ettiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2015-M-2912 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirketin 1969 yılında kurulduğunu, bugüne kadar faaliyet gösterdiği peynir üretim ve satışı alanında kendi yarattığı markaları ile tercih edildiğini, çeşitli ödüller aldığını, “DOĞRULUK” lider markası altında yaptığı satışlar ile tanındığını, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacı adına tek başına tescilli “BEYAZ” ibareli markanın olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamında bulunan mallar ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik olduğu, marka işaretleri arasında da 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, PINAR BEYAZ markasının “peynir” ürünlerinde tanınmış marka statüsünde olduğu, bununla birlikte davalı markasının kapsadığı tüm malların davacı markalarının kapsamında koruma altında bulunduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile YİDK’nın 2015-M-2912 sayılı kararının iptaline, 2013/105019 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Kurum ve davalı şirket vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum ve davalı şirket vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum ve davalı şirket vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...