Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30.01.2018 tarih ve 2016/50 E.- 2018/18 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/1729 E- 2019/1246 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TPMK vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 18.06.2014 tarihinde ”tfkb varlık kiralama a.ş.” markasını 09 ve 36. sınıfta yer alan mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde adına tescili için başvuruda bulunulduğu, 2014/76336 numaralı başvurunun, davalı şirket tarafından 2007/24278, 2007/24957, 2006/45873, 2007/24280, 2006/13969, 2011/67313 sayılı ve “tskb türkiye sınai kalkınma bankası a.ş. şekil”, “tskb çevreciyiz tskb ile önceliğimiz çevre şekil “, “verisor verisor bir tskb markasıdır”, “verisor verisor bir tskb markasıdır şekil”, “tskb”, “tskb” ibareli markalarına dayalı itirazı sonucunda, YİDK tarafından itirazın kabulüne ve başvurunun reddine karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 05.01.2016 tarihli ve 2016/M-66 sayılı kararının iptali ile başvurunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, tarafların markalarının benzer olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan delilleri bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının redde mesnet “TSKB” esas unsurlu markasının “TÜRKİYE SİNAİ KALKINMA BANKASI” ticaret unvanını baş harflerinin, davacının davaya konu markasının “TFKB” esas unsurlu markasının ise “TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI” ticaret unvanının baş harflerinin kısaltmasından oluştuğu, yalnız harflerden oluşan markaların ayırt edicilik seviyesinin sözcük markalarına göre daha düşük seviyede olduğu ve daha sert bir ölçünün uygulanmasının gerektiği, davacının “TFKB” ibareli başvurusuyla davalının “TSKB” ibareli markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve
-/-
anlamsal olarak ilişkilendirme ihtimali de dahil ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacı markasının davalı markalarının serisi algısı yaratmadığı, zira marka ve başvuru konusu işaretin bir bütün olarak korunabileceği, her iki işaretin farklı olduğunun ilgili tüketici kesimi tarafından bilinebileceği, tescil isteminin ise TPMK tarafından eksikliklerin giderilmesinden sonra karara bağlanabilecek idari bir işlem olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK’nın 05.01.2016 tarihli ve 2016/M-66 sayılı kararının iptaline ve başvurunun tescili ile ilgili talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yalnız harflerden oluşan markaların ayırtedicilik seviyesinin sözcük markalarına göre daha düşük seviyede olduğu ve daha sert bir ölçünün uygulanmasının gerektiği, sonuçta davacının “TFKB” ibareli başvurusuyla davalının “TSKB” ibareli markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ilişkilendirme ihtimali de dahil ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, aynı taraflar arasındaki benzer davaların da aynı şekilde sonuçlanıp kesinleştiği gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...