Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/09/2017 tarih ve 2016/746 E. – 2017/685 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/03/2019 tarih ve 2018/7 E.- 2019/299 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar Bera Holding A.Ş. ve … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa ortaklık durum belgesi karşılığı 10.402,23 Euro verdiğini, müvekkilinin ihtiyacı nedeniyle ödediği parasını talep ettiğini, ancak ödediği parayı bir türlü geri alamadığını, hukuken geçerli bir ortaklığının bulunmadığını, davalıların planlı olarak belirsiz bir durum yaratarak çift kayıt tuttuğunu, davalıların hukuka aykırı olarak hisse senetlerini izinsiz olarak halka arz ettiğini, davalı şirket ve temsilcisinin Sermaye Piyasası Kurulu’nun haklarında yasal işlem başlattığını, davalıların Bankacılık Kanunu’na aykırı şekilde mevduat topladığını, bu konuda ceza davaları açıldığını, diğer davalı gerçek kişilerin de şirket veya şirketlerin yöneticisi olması nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığından sorumluluğunun söz konusu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketlerde geçerli bir ortaklığı bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen dava tarihinde 39.164,40 TL (10.402,23 Euro) olan alacağın davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını, davalı şirketin SPK’ya kendisinin sunduğu CD’ler gereğince alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirkete 10.181,00 Euro ödeme yaptığını, Baco Accest İnc başlıklı belgeden dolayı 1.600 Euro’nun mahsubu sonucu 8.581,00 Euro kaldığını, davacının alacağın temerrüt tarihi itibariyle Merkez Bankası efektif satış kurunun 1 Euro’nun 3.64 TL’den hesabı ile 31.234,84 TL olduğundan 31.234,84 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalılar Bera Holding A.Ş. ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalılar Bera Holding A.Ş. ve … vekili temyiz etmiştir.
1- HMK’nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK’nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 58.800,00 TL’dir. Dava ortak olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili 39.164,40 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir. Mahkemece davacının şirket ortağı olmadığının tespitine ve 31.234,84 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacının ortak olmadığının tespitine yönelik karara itirazı olmadığı ve temyiz itirazlarının alacak miktarına yönelik olduğu dikkate alındığında yukarıda anılan madde hükmüne göre mahkemece davanın reddine karar verilen miktar olan 7.879,56 TL’nin temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davalılar Bera Holding A.Ş., … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...