Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/09/2017 tarih ve 2017/123 E.- 2017/671 K. sayılı kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/04/2019 tarih ve 2018/158 E.- 2019/501 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanunun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa 44.787,23-TL (11.202,41 Avro) para verdiğini, müvekkilinin yatırmış olduğu para karşılığı makbuz verildiğini, davalı şirket ve temsilcisinin Sermaye Piyasası Kurulu’nun haklarında yasal işlem başlattığını, davalıların Bankacılık Kanunu’na aykırı şekilde mevduat topladığını, bu konuda ceza davaları açıldığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketlerde geçerli bir ortaklığı bulunmadığının tespiti ile müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 44.787,23-TL (11.202,41 Avro)’nin yatırıldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; dava dilekçesinde belirtilen 11.202,41 Avro’nun değerlendirmeye alındığı, Baco Accest İnc. başlıklı belgeye göre 12.802 Avro’nun davacıya ödendiği, bu miktarın davacı tarafın alacağından düşülmesi ile davacı tarafın bakiye bir alacağının kalmadığı, 1.599,59 Avro fazla aldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacının alacak davasının kısmen kabulü ile, 24.758,72-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25/03/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...