MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.11.2020
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04.03.2014 tarih ve 2012/57-2014/97 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar Bera Holding A.Ş., …, …, H.Rahman Bostan, …, …, …, … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.242.-TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafça yüksek kâr ve istenildiği zaman geri alınabileceği vaadiyle kanuna aykırı olarak para toplandığını, karşılığında belge verildiğini, hisselerin nominal değeriyle primli değeri arasında büyük fark olduğunu, davalı şirketin muhasebe kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, grup şirketlere usulsüz krediler kullandırıldığını, yüksek kâr edilmesine rağmen müvekkiline kâr payı ödenmediğini, sürekli şirketin zarar ettiğinin belirtildiğini, müvekkilinin sermaye artırımlarına katılmasının önlendiğini, diğer davalıların davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeliğinde bulunduklarını, davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin müvekkilinin hissedarı olduğu şirkette yükümlendikleri sorumluluklarında yasanın kendilerine yüklediği özen ve sadakat borcunun gereğini yerine getirmediklerini, müvekkilinin bu davalıların her birinin görevde bulundukları dönemlere ilişkin olarak doğrudan zarara uğradığı gibi, davalıların sorumlulukları sonucu davalı şirketin de zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkilin davalı şirketteki paydaşlığı ve paydaşlık oranının tescili ve tespiti ile yedinde bulunmayan senetlerin verilmesini, müvekkilinin tespit edilecek paydaşlık oranları doğrultusunda doğrudan ve dolaylı 5.500,00 YTL zararının davalıların sorumlulukları nispetinde davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, somut davada alınan raporların yeterli olmadığı, bu durumun davacı tarafça da kabul edilerek yeni bilirkişi heyeti ile yeni bir rapor aldırılması gereğinin açıkça talep edildiği, bu kapsamda verilen kesin sürede ara kararda belirtilen keşif gideri ve bilirkişi ücretini yatırmadığı, böylece bilirkişi incelme talebinden vazgeçmiş sayıldığı, verilen kesin süre bağlayıcı olduğu ve geri dönülmesinin söz konusu olmadığı, kesin süre ara kararının davalı açısında kazanılmış hak doğurduğu, dosyadaki mevcut raporlar ile bir hüküm kurmanın mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar Bera Holding A.Ş. …, …, …, …, …, …, … vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava, davacının davalı şirketle ortaklık ilişkisinin tespiti ve oluşan zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25.3.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu ile yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...