Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.03.2018 tarih ve 2016/842 E. – 2018/248 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 14.03.2019 tarih ve 2018/923 E. – 2019/393 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 23.02.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından ürün sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan Korozo Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, DMK-Rosen firmasına dondurma ambalajı olarak kullanılmak üzere sattığı folyoların mürekkebini davalı şirketten tedarik ettiğini, alıcı ve sigortalı şirketin ayrı ayrı yaptırdığı analizler sonucunda, davalı tarafından tedarik edilen mürekkeplerin standartlarının sağlanamaması dolayısıyla dondurmalarda oluşan koku nedeniyle dondurmaların tamamının imha edildiğini, folyonun tedarikçiden teslim alındığında genel görsel olarak kontrolden geçirildiğini, ancak bir problemin fark edilemediğini, problemin fark edilmesinin birkaç günü alacak nitelikte olup, baskı mürekkebinde bulunan düşük buharlaşma hızına sahip solventlerin folyodan ürüne sirayet etmesi mevzusu olduğunu, DMK-Rosen firmasının laboratuvar ortamında üretimin tüm prosedürlerinin kontrole tabi tutulduğunu, üretimden kaynaklanabilecek hiçbir probleme rastlanılmadığını, daha sonra problemin ambalajdan kaynaklı olduğu tespit edilerek karantina altına alındığını, alıcı firma tarafından yaptırılan analizler sonucunda, numuneler üzerinden ölçülen değer olan 11 mg/kg standartlarda belirtilen max 0.05 mg/kg değerinin çok üstünde olduğunu, fatura ve yapılan tespitler gereğince 357.706.53 Euro (48.094.53 TL) sigortalı zararının müvekkil şirket tarafından tazmin edildiğini, halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilin TTK ilgili hükümleri uyarıca davalıya rücu hakkının doğduğunu, davalıya müracaatta bulunulmuş ise de sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Anadolu 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/21477 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket tarafından labaratuvar testi yaptırıldığını ve 27.04.2015 tarihli düzenlenen raporda, hiçbir numunede MPA bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin mallarının ayıplı olmadığını ve meydana geldiği iddia edilen zararın müvekkil şirket tarafından üretilen mürekkeplerden kaynaklanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsmaına göre; Sigortalı Korozo Ambalaj A.Ş. firmasının kusurlu olduğunu iddia ettiği mürekkep ve folyoyu analiz için saklamayarak imha ettiği, ayrıca satın alınan mürekkepler üzerinde de satın alınma işlemi sırasında analiz yapılmadığı, delil olarak sunulan mürekkep ve baskı verniklerinin şarj numaralarının bozuk olduğu iddia edilen ürünlerin şarj numaraları ile aynı olmadığı, sigortalının müşterisi DMK- Rosen firmasının ürettiği dondurmalarda meydana gelen kokunun sebebinin kesin olarak belirlenemeyeceği, davacının oluşan hasarın, sigortalısının davalıdan satın aldığı mürekepten kaynaklandığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...