MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.06.2019 tarih ve 2016/259 E. – 2019/297 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 04.06.2020 tarih ve 2019/1847 E. – 2020/492 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının 03.03.2015 tarihinde dava konusu özel tekneyi satın aldığını, 09.04.2015 tarihinde davacının eşi ile birlikte oğulları Mert Kök’ün arkadaşı olan…’in doğum günü kutlaması için teknede küçük bir davet verdiklerini, ancak tekne iskeleden ayrıldıktan hemen sonra sancak motorunun stop ettiğini, teknenin su aldığını, akabinde iskele motorunun da stop etmiş olduğunu, batmakta olan teknenin tahliyesinin sağlandığını, yapılan tespitlerde teknenin alt kısmında bir yarık oluştuğunu, deniz suyunun bu yarıktan dolarak söz konusu arızalara ve teknenin su almasına sebep olduğunun anlaşıldığını, davalı … şirketinin hasarın poliçe kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödeme yapmaktan kaçındığını, bunun üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığını, davalı şirket tarafından yatın ticari maksatla kullanıldığının ileri sürülmüş olduğunu, ticari amaçlı yat ilanı olan bir sitede davacının yatının da fotoğrafının olduğunun anlaşıldığını, davacının ne ilandan ne de fotoğraflardan haberinin olduğunu, ilanı veren … adlı kişinin başka yatlarla ilgili ilanlar verdiğini, davacıya ait yatın fotoğraflarının diğer yatlarla birlikte çekildiğini ve sehven siteye konduğunu beyan ettiğini, yata ait ruhsatnamede de nitelik olarak “özel tekne” ibaresi geçtiğini ileri sürerek, şimdilik 50.000 TL sigorta tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının dava konusu olaya ilişkin 06.05.2015 tarih ve 2015-7402 Esas sayılı tahkim başvurusunda bulunduğunu, 12.10.2015 tarihinde tahkim taleplerinin reddedilmiş olduğunu, tahkim kararının kesinleşerek İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/2459 D.İş sayılı dosyasına saklanmak üzere gönderilmiş olduğunu, eksper tarafından teknenin ticari olarak kullanılmasının teminat kapsamına dahil olmadığının tespit edildiğini, hasar ihbarı sonrası yapılan araştırmada BE-POL teknesinin ticari amaçla kullanılan bir tekne olduğunun tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ekspertiz raporunda teknenin tam ziya durumunda sovtaj tenzili ile 307.712 TL tazminat tutarı görünmekte ise de sigortalının bu tamiratı kimlere ve ne kadar maliyet ile yaptırdığının kanıtlanması gerektiğini, davalı şirket aleyhine açılmış bulunan davanın kesin hüküm itirazı çerçevesinde reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından 11.03.2015 başlangıç tarihli 97183042 nolu tekne sigorta poliçesi ile sigortalanan davacıya ait yatın 09.04.2015 tarihinde gerçekleşen riziko sonucu hasarlanmasından dolayı 350.000,00 TL hasar tazminatının ödenmesi için sigortalı davacı tarafından 10.04.2015 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna müracaat edildiği, sigorta tahkim komisyonunun 2015/7402.9 esas ve 2015/12231 karar sayılı 12.11.2015 tarihli kararı ile sigortalının talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyeti nezdinde itiraz yoluna gidilmediği gibi temyiz talebinde de bulunulmadığından tahkim kararının kesinleştiği, kesinleşen tahkim kararının tarafları ve konusu ile eldeki davanın tarafları ve konusunun aynı olması nedeniyle tahkim kararının bu dosya yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın HMK’ nın 114. maddesine göre dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, uyuşmazlığın miktarı 40.000,00 TL’den fazla olmakla dosya kapsamında bahsi geçen Sigorta Tahkim Komisyonu’nun kararına karşı itiraz edildiği ve itiraz üzerine Yargıtay denetimine başvurulmuş olduğuna ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, davacının hakem heyetinin kararının usulünce tebliğ edilmediğini düşünüyorsa, hakem heyeti kararına karşı yasal başvuru yollarını kullanması gerektiği, dava hakemde karara bağlandıktan sonra aynı konuda mahkemede dava açılmasının mümkün olmadığı, dosya kapsamına göre hakem kararına karşı yasal başvuru yollarına başvurulmadığı, kararın şeklen kesinleştiği, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri yerinde olmadığı gerekçesiyle HMK’ nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...