MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.06.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.05.2018 tarih ve 2017/280 E. – 2018/662 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.04.2020 tarih ve 2018/1330 E. – 2020/387 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, sigortalı Mostontr Paz … Ltd. Şti.’ye ait muhtelif emtianın müvekkili şirket tarafından emtia nakliyat sigorta poliçesi ile nakliyat rizikolarına karşı sigortalandığını, davaya konu emtianın 15.04.2015 tarihinde Gebze’den ABD’ye nakledilmek üzere gemi ile sevk edilmek üzere sağlam ve eksiksiz şekilde Ambarlı Limanı’na getirildiğini, 16.04.2015 tarihinde sigortalı şirkete ait bir adet konteynerin gece vardiyasında liman operatörü yönetimindeki makine ile elleçleme sırasında 3. kattan yere düşerek kısmen hasarlandığını, müvekkili tarafından 165.520.- TL hasar bedelinin 28.05.2015 tarihinde ödendiğini ileri sürerek anılan miktarın ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kumport … A.Ş vekili, kaza sonucu müvekkilince gerekli işlemlerin yerine getirildiğini, değer kaybının olmaması için gerekli olan işlemlerin yapıldığını, sigorta konusu yükte düşmeye bağlı hasarın yanı sıra yükün taşınması sırasında hasar meydana geldiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Japon Sig. A.Ş vekili, zararın haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiilin işlendiği yerin Beylikdüzü olması nedeni ile Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, davacının halefiyet hakkını kazandığını ispatlaması gerektiğini davaya konu edilen sigortalı emtialardaki hasarın tek bir olay neticesinde meydana gelmeyip her bir olay sonucu oluşan hasarın denetime elverişli şekilde tespiti gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi avansının yatırılmaması nedeni ile bilirkişi incelemesinin yapılamaması nedeni ile bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı, davada meydana gelen zararın miktarı, zararın kaza sırasında mı yoksa davalılar ile ilgili olmayan taşıma sırasında mı meydana geldiği hususu ile yapılan ödemenin sigorta poliçesi kapsamı içerisinde olup/olmadığının belirlenmesi teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olduğu belirtilen hesaplamanın mahkemece de yapılamayacağı gerekçesi ile davacının kanıtlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının başlangıçta HMK 114. maddesi uyarınca dava şartı olarak yatırılması gerekli olan gider avansını yatırdığı, HMK’nın gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının ve delil avansının yatırılmaması farklı hukuki sonuçlara bağlandığı, HMK’nın 324/1 hükmü gereği, delil avansına yönelik ara kararında bilirkişi incelemesi yatırılması gereken miktar belirtilerek ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğini ihtar etmesine rağmen davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde veya daha sonra delil avansı yatırılmadığı, TTK’nın 1472 maddesi uyarınca davacı sigortacının sigortalısına ödediği zararın miktarı, zararın meydana geliş şekli ve yapılan ödemenin sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığının tespiti hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan,çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirmekte olup tarafların katılımı olmaksızın davacının başvurusu üzerine yapılan expertiz raporu esas alınarak karar verilmesi de mümkün olmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde ve yargılama gideri yapmadığı anlaşılan davalı Kumport … A.Ş yönünden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak mahkemece ispatlanamayan davanın esastan reddine karar verildiği halde davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi uyarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyıcılardan ve sorumluluk sigortacısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince 09.11.2017 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık belirlenmiş olup, dava dışı Sigortalıya ait emtianın davalı şirket tarafından işletilen limanda yüksekten düştüğü konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana gelen hasarın bu düşmeden mi yoksa eşyanın taşınması sırasında mı kaynaklandığı noktasında olduğu tespit edilmiştir. HMK’nın 190/1 maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. İspat yükünün doğru tayini davanın seyri açısından hayati öneme haizdir. TMK’nın 6. maddesine göre de kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Ayrıca HMK’nın 324. maddesinde taraflardan her birisinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ücreti kesin süre içerisinde yatırmak zorunda olduğu, tarafların aynı delilin ikamesini talep etmeleri halinde gereken avansı yarı yarıya ödeyecekleri düzenlenmiştir. Davalı Kumport Liman Hiz. ve Loj. ve San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında meydana gelen hasarın düşmenin yanı sıra yükün taşınması sırasında meydana geldiği savunmasında bulunmuştur. Hasarın, elleçleme öncesinde meydana geldiği hususunun ispatı davalı Kumport Liman Hiz. ve Loj. ve San. ve Tic. A.Ş.’ye düşmektedir. Emtiada meydana gelen hasar miktarının ise davacı tarafından ispatlanması gerekir. Bu durumda
mahkemece, ispat yükünün kimde olduğu hususunda hataya düşülerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere yatırılması gereken avansın tamamını davacıya yüklenmesi ve kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...