MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2021 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.09.2019 tarih ve 2018/8 E. – 2019/414 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.07.2020 tarih ve 2019/2665 E. – 2020/914 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket tarafından birçok ülkede “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını, davacının yurtdışında çalışarak biriktirmiş olduğu parasını Türkiye’de değerlendirilmesi, ülke ekonomisine katkı sağlanması ve yatırım yapılması amacıyla verdiğini, ayrıca kâr payı dağıtılacağının söylendiğini ve daha sonra verilecek olan hisse senetleriyle şirkete ortak olacağı konusunda ikna edildiğini, hisse senetlerinin iadesiyle istediği her an parasını geri alabileceğinin söylendiğini, faizin haram olduğu kavramından hareketle, müvekkilinin bu beyanlara güvenerek davalıya bir miktar para verdiğini, müvekkili davacı tarafın verdiği parayı geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkilin parasının iade edilmediğini, davalının TTK, Bankacılık Kanunu, SPK ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin özetlenen eylemleri nedeni ile ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini,davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığını, SPK’dan gelen yazılarında incelenmesi sonucunda ortaklardan hisse karşılığı tahsil edilen tutarlar ile ortaklar arasındaki hisse değişimi nedeniyle tahsil edilmiş gibi gözüken meblağlara ilişkin listeler incelendiğinde davacının davalı şirketlere yaptığı ödemeler ve miktarların belirlenebileceğini belirterek müvekkilinin hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti, tespitler sonucunda davacıdan tahsil edilen paranın şimdilik 1000 Euro’sunun yasal faizi ile birlikte, 08.05.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava değerini 24.304 Euro artırarak toplamda 25.304 Euro’nun dava tarihinden itibaren şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacının alacak davasının ıslah dilekçesi de nazara alınarak kısmen kabulü ile 10.747,00 Euro’nun 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince aynen veya fiili ödeme günündeki Merkez Bankasınca belirlenen rayici üzerinden davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi de nazara alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanunu’n 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek döviz faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesince, 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi ile 25/03/1987 tarihli ve 3332 Sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 4. madde gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...