MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.01.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.06.2018 tarih ve 2016/1001 E- 2018/582 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 28.11.2019 tarih ve 2018/1860 E- 2019/1486 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi hükümlerine göre, dağıtım faaliyetlerinin davalı şirket tarafından yürütüldüğü dönemde, sözleşmeden önce 02.03.2011 tarihinde açılan bir davada Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2011/53 esasına kayıtlı dosyasında verilen kararın kesinleşmesiyle Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10823 sayılı dosyasında 171.395,76 TL ödendiğini, işletme hakkı devir sözleşmesi hükümlerine göre bu ödemeden davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 171.395,76 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak ve davacı şirket ile yapılan işletme hakkı devir sözleşmesi hükümlerine göre bu ödemeden davacı şirketin sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki İHDS hükümleri çerçevesinde ödenen bedelden davalının sorumlu olduğu, davadan önce temerrütün gerçekleşmediği, tarafların tacir olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile 51.418,70 TL’nin dava tarihi olan 29.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi neticesinde, davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; işbu davanın TBK’nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olduğu, dava dışı Yusuf Demirci’nin 24.05.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kaldığı ve sürekli iş göremez hale geldiğinden bahisle davacı kurum tarafından yapılan ödemenin tahsiline yönelik Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/53 esas sayılı dosyasında açılan tazminat davası ile ilgili ilamının Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/10823 sayılı dosyası ile takibe konulması sonucu davacının üçüncü kişi konumundaki hak sahiplerine ödeme yapılması için icra dosyasına 30.05.2014 tarihinde 157.835,97 TL ve 05.06.2014 tarihinde 13.559,79 TL olmak üzere toplam 171.395,76 TL’nin yatırıldığı, taraflar arasında akdedilen 24.07.2006 tarihli İHDS’nin 7.1. maddesine göre imza tarihinden önce başlayan hukuki ihtilaflarda sorumluluğun davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 7.4. ve 7.6. maddesine göre davacının ödediği tüm bedelleri davalıdan rücuen talep ve dava hakkı olduğu, her iki taraf da tacir olduğundan avans faizi talep edilebileceği, bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 51.418,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik kararında bir isabetsizlik görülmediği, davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünde ise; rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edilebileceği gerekçeleriyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise faiz başlangıcı yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulüne, 51.418,70 TL alacağın ödeme tarihi olan 30.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...