MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.10.2018 tarih ve 2018/32-2018/608 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile dava dışı borçlu Hayat Çiftliği İnş. Tur. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine davalının kefil olduğunu, sözleşme gereği kullandırılan çek hesabı nedeniyle ödenen 3.360.-TL için davalı ve dava dışı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka ile dava dışı Hayat Çiftlik İnş. Tur. Gıda ve Dış Tic. San. Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde davalı …’ın kefalet imzasının bulunmadığı davacı banka ile aynı şirket arasında imzalanan işletme kart taahhütnamesinde davalının kefil sıfatı ile imzası bulunmakta ise de taahhütname içeriğinde gayri nakit çek riski nedeniyle kefilin sorumlu olacağına dair bir düzenleme içermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazı iptali istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/13193 esas, 2017/7396 karar ve 30.10.2017 tarihli ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği yerine getirilmemiştir. Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında özellikle davalının genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 3.360,00 TL yönünden kefalet limiti kapsamında borçtan sorumlu belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmakla bu husus davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu nedenle mahkemece bozma ilamına uyularak davacı ile davalı arasında kefalet sözleşmesi bulunmadığına yönelik kabulü doğru değildir. Kaldı ki dosya içerisindeki işletme kart taahhütnamesinde davalının, kredi borçlusunun bankadan kullandığı kredilere kefil olduğu anlaşılmakla ödenen çek bedelleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış haklara riayet edilmeden yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...