MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.09.2018 tarih ve 2017/502 E- 2018/760 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 19.03.2020 tarih ve 2019/204 E- 2020/412 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden işçinin mirasçıları tarafından açılan tazminat davası sonucu verilen karar nedeniyle ödenen bedelin tahsili için SGK tarafından açılan tazminat davasının kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın kesinleştiğini, ilam nedeniyle müvekkili tarafından 257.065,38 TL ile 1.551,70 TL temyiz harç ve gideri, 4.059,52 TL onama harcı, 55,40 TL bakiye karar harcı ödendiğini, ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 257.065,38 TL’nin ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden, 1.551,70 TL temyiz harç ve giderinin 243,70 TL’sinin ödeme tarihi olan 15.06.2015 tarihinden, 1.308,00 TL’sinin ödeme tarihi olan 01.02.2016 tarihinden itibaren, 4.059,52 TL onama harcının ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden itibaren, 55,40 TL bakiye karar harcının ödeme tarihi olan 14.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacının icra dosyasına yatırdığı bedel dışında da alacak talep ettiğini, davacının haklı olduğu düşünülse dahi müvekkilinin sadece mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olacağını, icra takip giderleri, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı SGK’nın talebine konu iş kazasının, İHDS’nin imzalanmasından önce 2002 yılında gerçekleştiği, bu nedenle sorumluluğun davalıya ait olduğu, sadece taşınmazın mülkiyetini ilgilendiren uyuşmazlıklarda ihbar yükümlülüğünün bulunduğu, diğer uyuşmazlıklara ilişkin ihbar yükümlülüğünün düzenlenmediği, mahkeme kararından davanın davalıya ihbar edildiğinin anlaşıldığı, yargılama aşamasında alınan hesap bilirkişi raporu ile davacının davalıdan talep edeceği alacak miktarının belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 257.065,38 TL’nin ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden, 163,70 TL temyiz başvurma harcı ve 80,00 TL gider avansının 15.06.2015 ödeme tarihinden itibaren, 1.308,00 TL temyiz karar harcının 01.02.2016 tarihinden itibaren, 55,40 TL bakiye karar harcının 14.07.2015 tarihinden itibaren, 4.059,52 TL onama harcının 28.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte toplam 262.732,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden bir olaya dayandığı, rücuen alacağa dayanak olan İstanbul 22.İş Mahkemesi’ndeki davanın davacısı bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup, İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği asıl alacak, temyiz harcı, temyiz masrafı, temyiz karar harcı, onama harcı, bakiye karar harcı olmak üzere ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunduğu, rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı, Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı, bu itibarla davanın kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki taraf da tacir olduğundan avans faizine hükmedilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...