MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.11.2016 tarih ve 2014/831 E. – 2016/643 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.11.2018 tarih ve 2017/1203 E. – 2018/2515 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.02.2021 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. … ile Av. … ve davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik ve intifa sözleşmesinin Rekabet Hukuku mevzuatı uyarınca süresinden önce sona erdiğini, davalının aslında hiç bir alacağı olmamasına rağmen davacıya ait 3 adet toplam 1.430.000,00 TL bedelli teminat mektubunu nakte çevirdiğini, ayrıca davalının taraflar arasındaki sözleşmeler gereği davacıya ödemesi gereken 350.000 ABD Doları satış destek teşvik priminin de ödemediğini ileri sürerek teminat mektupları bedelleri ile 350.000 ABD Doları karşılığı 625.540,00 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacı-karşı davalının taraflar arasındaki protokol ve sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı davrandığını, protokolde belirlenen sürede lisans alamadığı gibi taahhüt ettiği miktarda ürün satın almadığını, bu nedenle davalı-karşı davacının kâr kaybı bulunduğu gibi davacı-karşı davalının bayilik sözleşmesini süresinden önce sonlandırdığı için davalı-karşı davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, 368.631 ABD Doları kâr mahrumiyeti ve 250.000 ABD Doları cezai şart alacağı ile 800.000 ABD Doları peşin satış destek primi iade edilmesi gerektiğini, tüm bu bedellerin ödenmesinin ihtar edilmesine rağmen ödeme yapılmadığından teminat mektuplarının nakte çevrildiğini belirterek asıl davanın reddini, karşı dava olarak da; davacı-karşı davalıya ait teminat mektupları nakte çevrilip mahsup edildikten sonra davalı-karşı davacının bakiye 859.273,66 ABD Doları ve 274.721,52 TL alacağının kaldığını ileri sürerek bu miktarın avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı- karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 17.09.2013 tarihinde Rekabet Kurulu kararı uyarınca sona erdiği ve sonradan yapılan 1 aylık sözleşmeden sonra sözleşmenin yenilenmediği, davalı-karşı davacının bayilik sözleşmesi süresince ve sonradan yapılan 1 aylık bayilik sözleşmesinin imzalanması anında davacı-karşı davalının alım taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart ve kar kaybı haklarını saklı tutmadığı için cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edemeyeceği, taraflar arasındaki protokol uyarınca ödenen satış teşvik priminin iadesine yönelik bir düzenleme olmadığı gibi intifa sözleşmesinin ve bayilik sözleşmesinin 5 yıl sonunda yapılan 1 aylık süre sona erdikten sonra feshedildiğinden davalı-karşı davacının peşin satış teşvik piriminin iadesini talep edemeyeceği gibi açıklanan nedenlere göre davacı-karşı davalının düzenlendiği faturaya göre ödenmemiş 594.790,00 TL peşin satış teşvik priminin davalı-karşı davacıdan talep edebileceği, taraflar arasındaki 15 yıl 4 ay süreli intifa sözleşmesinin süresinden önce sona erdiği için davalı-karşı davacıdan kullanılmayan süreye isabet eden intifa ivaz bedelini talep edebileceği, bilirkişi tarafından talep edilebilecek intifa ivaz bedelinin güncellenmiş değerinin 302.038,88 TL olduğu ancak davalı-karşı davacının KDV dahil 274.721,52 TL talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak davalı-karşı davacının tahsil ettiği teminat mektubu bedelinden 274.721,52 TL’nin mahsup edilmesinden sonra kalan 1.155.278,48 TL teminat mektubu bedelinin iadesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile 1.155.278,48 TL teminat mektubu bedelinin 04.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle 594.790,00 TL peşin satış teşvik priminin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı-karşı davalıdan tahsiline, davalı-karşı davacının talep edebileceği bir tazminat bulunmadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki 5 yıllık ilişkinin sona ermesinden sonra bir aylık bir sözleşme daha yaptıkları, yeni sözleşme sırasında da davalı-karşı davacı tarafın asgari alım taahhüdünün ihlal edildiğini ileri sürmediği gibi, bundan dolayı ihtirazi kayıt da koymadığı, buna göre davalı-karşı davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart isteyemeyeceği, davalı-karşı davacı satış teşvik piriminin iadesini istemiş ise de, bu bedelin iadesine ilişkin olarak taraflar arasındaki anlaşmalarda bir hüküm bulunmadığı, intifa sözleşmesinin süresinden önce sona ermiş olması nedeniyle kullanılmayan süreye ilişkin denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesabın hakkaniyete uygun olduğu, mahkemece satış teşvik primine yönelik KDV’siz olarak yapılan oranlama sonucunda bulunan 594.790,00 TL’nin hüküm altına alınmasında usule bir aykırılık bulunmadığı gerekçeleri ile taraf vekillerinin istinaf isteklerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, bayilik sözleşmesi nedeniyle verilen teminat mektuplarının haksız olarak nakte çevrildiği ve protokolde düzenlenen satış teşvik primi ödemesinin yapılmadığı iddialarına dayalı alacak davası, karşı dava ise bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyeti, cezai şart, satış teşvik pirimi iadesi ve bakiye intifa ivaz bedeli isteğine ilişkin alacak davasıdır.
Mahkemece, davalı-karşı davacının talep edebileceği bakiye intifa ivaz bedelinin güncellenmiş değeri davacı-karşı davalıya iadesi gereken teminat mektubu bedelinden mahsup edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak intifa sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi nedeniyle kullanılmayan süreye ilişkin davalı-karşı davacıya iadesi gereken bakiye intifa ivaz bedelinin kıstelyevm yöntemiyle belirlenmesi gerekirken güncellenen değeri üzerinden mahsup yapılması doğru olmadığı gibi, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya gönderdiği 06.09.2010 tarihli ve 30596 yevmiye no.lu noter ihtarnamesinde belirtilen davacı-karşı davalının kesilen faturalar ve yapılan ödemelere ilişkin beyanları değerlendirilmeden davacı-karşı davalı lehine 594.790,00 TL peşin satış teşvik pirimi alacağına karar verilmesi de yerinde olmamıştır.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...