Karar Metni
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.02.2014 tarih ve 2011/45-2014/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 2. maddesi gereğince söz konusu ürünlerin satış, dağıtım ve pazaryeri, fuar ve sergi konusunda tüm yetkilerin davacı firmaya verildiğini, davalı birlik ile yapılan sözleşmeye güvenen davacı firmanın organik et ürünlerinin satışı için ekip kurduğunu, birçok mağaza ve büyük marketlerle görüşüp sözleşme imzaladığını, ayrıca söz konusu ürünlerin tüm Türkiye’de tanıtımını yaparak bu hususta bir çok masraf yaptığını, sözleşmenin sorunsuz bir şekilde ilerleyip davacı firmanın et satımına başladıktan bir süre sonra birlik yöneticisi …’in sözleşmenin devamının kendi elinde olduğunu, isterse bu sözleşmeyi sona erdireceğini söyleyerek davacı firmadan kendi adına haksız para ve menfaat talep ettiğini, taleplerinin kabul edilmeyince de sözleşmeyi sona erdireceğini bildirdiğini, davalı birlik yöneticilerinin sözleşmeyi sona erdirmeden davacıya hayvan satmayı durdurduğunu, yapılan tüm görüşmelerin neticesiz kaldığını, Ekim 2010 tarihinde İstanbul’da yapılan, İstanbul Ekolojik Fuarına katılıp burada ürünlerini sergi ettiklerini, yine bu fuarda birlik yöneticilerinin “Cityfarm” adlı firma ile anlaşıp taraflarından habersiz olarak bu firmaya organik et satmaya başladıklarını, söz konusu durum öğrenildiği zaman davalıya ihtarname gönderildiğini, sözleşmenin 7. maddesinin A fıkrası uyarınca davalı birlik yöneticilerinin Ekim 2010 tarihinden sonra taraflarına hiçbir ihtarda bulunmadan başka firmalara mal satmaya başladığını, taraflarınca gönderilen ihtardan hemen sonra geçmiş tarihli bir karar alarak sanki daha önce karar verilmiş gibi kötü niyetle işlem yaptıklarını, sözleşme maddesi gereği davacı firmanın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde öncelikle birlik tarafından ihtar edilmesi, ihtara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde sözleşmeyi feshedebileceği taraflar arasında kararlaştırıldığını, oysa 09.11.2010 tarih ve 13 numaralı birlik kararında sözleşmenin feshine karar verildiğini, bu karara dayanarak taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshi işleminin açıkça sözleşmeye aykırı olduğunu, davalı birlik yöneticilerinin 09.11.2010 tarih ve 13 numaralı kararı almadan önce Ekim ayında fuara katılıp başka firmalara mal satmaya başladıklarını, davalı birlik yöneticilerinin sözleşmenin feshine dair davacıya gönderdiği 04.01.2011 tarihli ihtarında daha önce 30.11.2010 tarihinde ihtar gönderdiklerini belirttiklerini, davalı birlik tarafından gönderildiği ileri sürülen 30.11.2010 tarihli ihtarın davacı firmaya ulaşmadığını, böyle bir ihtardan davacı firmanın haberinin bulunmadığını, söz konusu ihtarın davacı firmaya ulaşmış olması halinde dahi yapılan işlemlerin yine sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı firmanın davalı birliğe borcunun bulunmadığını, davalı birliğin ihtarda belirttiği tüm hususların gerçek dışı olduğunu ileri sürerek 09.11.2010 tarihli sözleşmenin feshi kararının haksızlığının tespitine, zarar unsuru oluştuğundan haksız fesihten dolayı davalının sözleşme maddesi gereği brüt asgari ücretin 200 katını ihtar tarihi olan 25.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile ödenmesine karar verilmesine, davacının sözleşmeden dolayı uğramış olduğu zarar ile yoksun kalınan kar olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı birliğin 5200 sayılı Kanuna tabi olup bu kanun kapsamında kurulduğunu ve bu kanun kapsamında faaliyette bulunduğunu, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunun 1. maddesinin tarımsal üretici birliklerinin kuruluşu, işleyişi, yönetimi, görevleri ve denetimine ilişkin hükümleri kapsadığını, yine kanunun 5. maddesinde birliğin görevlerinin düzenlendiğini, 5200 sayılı Kanun ve özellikle 1,5,7,8 ve 11. maddeleri incelendiğinde, birliğin davacının dayandığı 02.03.2010 tarihli sözleşmeyi imzalamaya yetkisi bulunmadığını, bu sözleşmenin yok hükmünde olup mutlak butlan ile batıl olduğunu, birliğin ancak üyelerine yardımcı olmak için sözleşmeli üretim kapsamında örnek tip sözleşme hazırlayabileceğini, doğrudan kendi adına yada üyelerini temsilen sözleşme imzalayamayacağını ve mal sevk ve satışı yapamayacağını, birliğin vergi mükellefi ve tacir olmadığını, davaya dayanak yapılan sözleşmenin 5200 sayılı Kanuna açıkça aykırı olduğundan dolayı BK 19. ve 20. maddeleri gereğince hukuken geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak cezai şart ve tazminat, zarar ile yoksun kaldığı bir kâr talebinde bulunulamayacağını, bir an için sözleşmenin usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği ve mutlak butlan ile batıl olmadığı ihtimalinin düşünülmesi halinde ise, davacının sözleşme feshedilmeden önce kendisine hayvan satışının durdurulduğu iddiasının gerçek olmadığını, davalı birliğin sözleşmenin 5. maddesine uygun hareket ettiğini ancak davacının 5. maddesine aykırı hareket ederek hayvan bedellerini zamanında ödemediğini, ayrıca 5.000,00 TL teminat bedelini yatırmadığını, davacının sözleşmedeki yükümlülükleri ısrarla yerine getirmemesi nedeni ile sözleşmenin haklı olarak davalı tarafça feshedildiğini, sözleşmenin 5. maddesinin c fıkrası gereğince teminat bedeli tamamlanmadan yeni bir kesime izin verilmeyeceğini, yani hayvan bedellerinin hayvanın tesliminde hemen ödeneceğini ancak davacı firmanın sözleşmenin başından itibaren bu maddeye uymadığını, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan 21.07.2010 tarihli ek sözleşme ve bu sözleşmenin 2. maddesi gereğince davacının 31.07.2010 tarihine kadar haftada 5 adet toplam 25 adet hayvan almayı taahhüt ettiğini ancak davacı firmanın bu taahhüdüne uymadığını ve bu hayvanları almadığını, sözleşmenin haksız feshinin söz konusu olmadığını, davalı yönünden herhangi bir kötüniyetin söz konusu olmadığını, sözleşmenin 2. maddesine göre davacının fesih tarihine kadar ürünlerin satışı ve dağıtımı hakkına sahip olduğunu, davalı birliğin kendisini tanıtma ve ürünlerin reklamını yapma amacı ile fuara katılmasının sözleşmeye aykırı olmadığını, 5200 sayılı Kanuna göre de fuarlara katılmak ve ürünün tanıtımını yapmak birliğin görevleri arasında olup yasal bir zorunluluk olduğunu, ayrıca tüzüğün 22. maddesi gereğince birlik üyelerinin ürettikleri malın %10’unu kendi olanakları ile birlikten bağımsız ve habersiz diledikleri kişiye satma hak ve yetkilerinin bulunduğunu, bir an için cezai şart ve tazminat talebinin incelenebileceği ihtimalinin düşünülmesi halinde, davacının bu maddeye göre talepte bulunabilmesi için öncelikle alıcının sözleşme hükümlerine uymasının gerektiği ve davalı birliğin başka bir alıcıya mal satması şartı olduğunu, ayrıca davacının talep ettiği cezai şart ve tazminatın çok fahiş olup ahlak ve adaba aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 02.03.2010 tarihli tek satıcılık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 2 yıllık süreç için düzenlendiği ve taraflar arasında sözleşmenin fiili olarak kısmen uygulandığı, sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde olması nedeniyle her iki tarafada hak ve yükümlülük yüklediği, sözleşmenin 2. maddesiyle Ayvacık İlçesi Organik Kırmızı Et Üreticileri Birliğinin 2 yıl süreyle alıcı Ecrin Organik Ürünler Seracılık İnşaat Turizm Ticaret Sanayi Limited Şirketini münhasır alıcı ve dağıtıcı olarak kabul ettiğini ve davacı Ecrin Organik dışında başka hiç bir kişi ya da kuruluşa söz konusu malları vermemeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin 5. maddesinin B fıkrasına göre ise davacı alıcının sistemin güvenli işleyişi için satıcının hesabına 5.000,00 TL’yi teminat bedeli olarak 19.04.2010 tarihine kadar yatırmayı taahhüt ettiği, yine sözleşmeninm 5. maddesinin C fıkrasının 2. bendinde davacı alıcının alım yaptığı hayvanların bedeline ilişkin ödemeyi hangi şekilde yapacağının belirtildiği, sözleşmenin 5. maddesinin D fıkrasında ise davacı alıcının kesilen hayvanlara ilişkin bedeli ödeyememesi durumunda teminat olarak yatırılan 5.000,00 TL’den satış bedelinin karşılanacağı, 5.000,00 TL den oluşan eksilme 5.000,00 TL’ye tamamlanmadan yeni bir kesime izin verilemeyeceğinin imza altına alındığı, davalı vekilinin 07.12.2011 havale tarihli delil listesinde sunulan ve davacı tarafça 26.02.2014 tarihli bilirkişi raporlarına karşı sunulan itiraz beyanlarını içerir dilekçeye kadar karşı çıkılmayan 21.07.2010 düzenleme tarihli ek protokole göre davacı alıcının belli miktarda hayvan alımı için taahhüt verdiği, ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı alıcının hem teminatı yatırmadığı hem de taahhütte bulunulan kadar hayvan alımının yapılmadığı, davalı satıcının ise sözleşmede belirtilenin aksine dava dışı üçüncü bir firmaya organik et satışı yaptığı böylece sözleşme şartlarına her iki tarafın da riayet etmediği ve her iki tarafında kusurlu olduğu, bu durumda hiç kimsenin kendi kusurundan dolayı hukuken korunmaya değer bir menfaatinin olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...