MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.03.2018 tarih ve 2016/299 E. – 2018/112 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.04.2019 tarih ve 2018/1657 E. – 2019/833 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 18.08.2010 tarihli resmi yazılı işletme hakkının devri sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede işletme devir bedelinin harç ve masraflardan kaçınmak için 5.000,00 TL olarak gösterildiğini, taraflar arasında önceden imzalanmış adi yazılı 07.06.2010 tarihli önsözleşme ve tarihsiz devir sözleşmeleri ile devir bedelinin 300.000,00 TL olarak karşılaştırıldığını, taraf iradeleriyle yapılan değişiklikler neticesinde davalının 200.000 TL’yi nakit ve çek şeklinde, 100.000,00 TL’nin ise mesken devri karşılığında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, meskenin üzerinde ipotek bulunması nedeniyle bu ipoteğin kaldırılmasının teminatı olarak davalı tarafından davacıya 30.10.2010 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek verildiğini, tarafların ayrıca meskenin devredilmemesi halinde davalı tarafından devir bedelinin iki katı olan 200.000,00 TL cezai şart ödeneceğini kararlaştırdıklarını, 100.000 TL bedelli çekin bankaya ibraz edilmediğini, davalı tarafça da devri kararlaştırılan meskenin davacıya devredilmediğini, buna göre oluşan 300.000 TL davacı alacağının tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip dayanağı çekin ve sözleşmeye dayalı talep edilen cezai şart alacağının zaman aşımına uğradığını, esas yönünden ise davalının davacıya nakit ve 50.000 TL çek olarak toplam 200.000 TL ödeme yaptığını, bakiye 100.000 TL‘ye karşılık davacıya devri öngörülen mesken yönünden, davacının davha sonra bu talepten vazgeçmesi nedeniyle davacıya takip dayanağı 100.000 TL bedelli çekin verildiğini savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dava konusu işletme devir sözleşmelerinde devir bedelinin bir kısmı karşısında 100.000 TL bedelli mesken niteliğinde taşınmaz devredileceğinin kararlaştırıldığı, taşınmaz devrine ilişkin bu hükmün ve buna bağlı düzenlenen cezai şartın resmi şekle uyulmama nedeniyle geçersiz olduğu, bu yönden davacı talebinin reddi gerektiği; sözleşmedeki mesken niteliğindeki taşınmazın devredilmemesi hali için teminat olarak verilen çek bedelinin tahsili istemi yönünden de taraflar arasındaki resmi yazılı işletme hakkı devir sözleşmesinde herhangi bir çek, teminat veya taşınmaz devrinden bahsedilmediği, tarafların bedel yönünden muvazaalı işlem yaptığı, davacının kendi muvazaasından yararlanmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğundan çek bedeline yönelik talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ceza koşulu isteminin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, sözleşme devir bedelinin 100.000 TL’sinin mesken niteliğinde olan taşınmaz devredilerek ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca bu bedelin teminatı olarak dava konusu çekin verildiği, bu bedelin davacıya verilmesi gerekirken talebin bu yönden de reddedilmesinin yerinde olmadığı, muvazaa sözleşmesinde şekil koşulunun bulunmadığı, görünürdeki sözleşmenin resmi şekle tabi olması halinde muvazaanın yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan adi yazılı sözleşmelerde bedelin 300.000,00 TL olacağının ve 100.000,00 TL’nin teminatı olarak dava konusu çekin verildiği, bahsi geçen devir bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı, bu talebin ilk derece mahkemesince reddinin yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin cezai şart bedeli yönünden esastan reddine, devir bedeli yönünden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...