MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.02.2015 tarih ve 2012/28 E. – 2015/137 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin yurtiçinde Alpet markası altında akdedilen bayilik sözleşmeleri ile halen akaryakıt LPG ve madeni yağ ürünlerinin bayiler ve satış noktaları vasıtasıyla toptan ve perakende satış ve pazarlaması yaptığını,bu kapsamda Alpet markası altında bayilik faaliyeti gerçekleştirmesi için davalı şirket ile davacı şirket arasında 27.01.2006 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, ayrıca bayi ve davalı garantörler ile 18.12.2006 tarihli bayilik protokolü imzalanmış olduğunu, iş bu bayilik protokolü ile davalılar …, … ve …’in müştereken ve müteselsilen bayinin yanında, bayi tarafından Alpet’e karşı gerek akaryakıt bayilik sözleşmesi ve bayilik sözleşmesi ekinde yer alan hukuki işlemlerdeki (protokol, taahhütname, şartname, zeyilname gibi) gerekse de işbu protokolden kaynaklanan tüm yükümlülükleri (cezai şart da dahil doğmuş ve doğacak tüm borçlar da dahil) ve bunlara ait tüm madde ve hükümlerini okuyarak ve bunların hukuki sonuçlarını kabul ile beraber Borçlar Kanunu hükümlerine göre ve üçüncü şahsın fiilini garanti eden anlamında garantör sıfatı ile davacı şirkete karşı üstlenildiğini, garantörlerden …’in davacı şirket lehine mülkiyeti kendisine ait olan … İli, … İlçesi,… Mah./köyü, …Mevkii: F37c- 10-A pafta, – Ada, 409 parsel nolu gayrimenkul üzerinde Alpet lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis ettiğini, davacı şirket lehine, tesis edilen intifa hakkının sona ereceği 11.12.2021 tarihine kadar davalı şirketin davacı şirketin bayi olarak hizmet vereceği inancı ile intifa hakkı bedeli ödendiğini ve intifa hakkı tesis edilen gayrimenkulde kalıcı yatırımlar yapıldığını, 15 yıl süre için bayilik hizmet bedeli ödendiğini, ancak Rekabet Kurumu’nun almış olduğu bir kısım kararlar sonucunda bayi ile yeniden bayilik sözleşmesi imzalanamadığını, davalının sebepsiz zenginleşme kuralı uyarınca aldığını geri vermekle yükümlü olduğunu, davacı şirketin, sözleşmeden ve bayilik ilişkisinden kaynaklanan edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirdiğini, diğer edimlerin yanı sıra, bayilik hizmet bedeli olarak Keleş Petrol’e 12.01.2007, 13.01.2007, 25.01.2007, 27.01.2007, 01.02.2007 ve 05.02.2007 tarihlerinde, taraflar arasındaki bayilik ilişkisi 15 yıl süreceği inancıyla toplam 182.899,15 TL bayilik hizmet bedelini (şerefiye bedeli faturası karşılığında) akaryakıt olarak teslim ettiğini, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin 27.01.2011 tarihinde sona erdiğini, bayiye yapılan yatırımın kullanılamayan süresinin 10 yıl 10 ay 15 güne tekabül ettiğini, yatırımın kullanılamayan süresine tekabül eden ana para tutarının 133.588,01 TL olduğunu, bu miktara ödeme tarihi olan “12.01.2007, 13.01.2007, 25.01.2007, 27.01.2007, 01.02.2007 ve 05.02.2007” tarihlerinden itibaren faiz, yürütülmüş olup anapara + vade farkı + KDV (%18) = 325.857,79 TL, dava tutarına ulaştığını, güncellenmiş değerin sebepsiz zenginleşme kapsamında bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 325.857,79 TL’nin, dava tarihinden itibaren anaparaya işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 27.01.2006 bayilik sözleşmesi ve 27.12.2006 protokol imzalandığını, resmi senetteki intifa bedelinin 1.500,00 TL olduğunu ve bu bedelin … tarafından alındığı metinde yazılmakla birlikte bu bedelinde ödenmediğini ve davanın intifa veren …’e karşı açılması gerektiği halde, ona karşı dava açılmadığını, 155.000,00 TL bedelin 1 yıl sonra 04.07.2007 tarihinde ödendiğini, bu bedelin iade şartlarının protokol ile belirlenmiş olması karşısında ve protokolde iade için bayilik sözleşmesi ile protokolün ihlal edilmesi şartı aranmış olduğundan davacının önce davalının kusurunu ispat etmesi gerektiği, bu yönde bir ihbar ve ihtar bulunmadığını, hizmet bedelinin bayilik sözleşmesi boyunca devam edecek olan rekabet yasağı için ödendiğini, intifa hakkı sözleşmesi veya senedine dayanarak yapılan bir ödeme olmadığını, 2015 yılında tanzim edilen sözleşmenin 4054 sayılı yasanın 4.maddesine açıkça aykırı olduğunu ve bu kapsamda Rekabet Kurumu’na başvuru yaptıklarını, davalının özel ve sonraki tarihli yasanın açık emri uyarınca, bayilik sözleşmesini sona erdirdiğini, davacı şirketin standarda aykırı yakıt tedarik ederek, tüketici kaybına sebep verdiğini, sözleşme = inkişaf = şerefiye bedeli karşılığında kesilen fatura nedeniyle, amortisman / enflasyon düzeltmesi ve KDV indirimi yaptığını, dolayısıyla davacının davalı yedinde ariyetinin kalmadığını, faiz talebinin iyi niyetli zilyedi mahveden oranda olduğunu, ayrıca faizin başlangıç tarihinin açıkça hatalı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki intifa hakkı tesis ettirme taaahüdüne ilişkin protokolün 5.3. maddesine göre, “Tarafların ihtiyarı dışında herhangi bir resmi makamın ruhsatın iptali veya emir, karar ve müdahalesi veya yasa ve teamüllerle kabul edilen mücbir sebeplerle, kısmen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılamaması veya bu yerde Akpet’in esas gayesi olan akaryakıt satış ve servisi faaliyetinin gerçekleştirilememesi veya bu kabil ticaretin devamına mani herhangi halin zuhur etmesi durumunda” davacı Akpet’in sözleşmeyi derhal fesih hakkının bulunduğu, dava konusu ihtilafta Rekabet Kurulu kararıyla ortaya çıkan ve intifa hakkı süresini azami bir süreyle sınırlandıran gelişme de, sözleşmenin bu hükmü çerçevesinde davacıya sözleşmeyi feshetme hakkı tanındığının kabulü gerektiği, davacıya 11.12.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tanındığı, intifa hakkının normal süresi sonu olan 11.12.2021 tarihinde sona ermesi gerektiği fakat Rekabet Kurulu kararlan ve mevzuatı kapsamında 18.09.2010 tarihinde sona ereceği düşünülerek 27.01.2011 tarihi itibariyle feshedildiği, ancak dava konusu ihtilaftaki bayilik sözleşmesinin 27.01.2006 tarihli olduğu, beş yıllık sürenin 27.01.2011 tarihinde sona ereceği, bu durumda, intifa hakkının süresinin de rekabet etmeme hükmüne yer veren bayilik sözleşmesiyle uyumlu olması gereği karşısında, intifa hakkının da bu sözleşme süresinin sonunda sona ereceğinin kabul edilmesi gerektiği, böylece esasında 2021 yılında sona ermesi planlanan intifa hakkının süresinden önce sona ermesi ve en geç 27.01.2011 tarihinde terkin edilmesi gerekirken, davacı tarafından intifa hakkının 10.06.2013 tarihinde terkin edildiği, buna göre 15 yıllık intifa süresi karşılığı ödenen 189.200,00 TL miktar bakımından 27.01.2011 sona erme tarihi ile 11.12.2021 intifanın bitiş tarihi de dikkate alınarak, toplam 5479 günün kullanılan 1826 gün mahsup edildikten sonra kalan 3653 gün için bilirkişi kurulu raporundaki hesaplama doğrultusunda (189.200/5479=) 34,53 TL üzerinden 126.144,84 TL olması gerektiği, sözleşmelerin başlangıçta geçerli olarak kurulduğu, başlangıçta geçerli olan sözlemelerde artık güncellenmiş bedele hükmedilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın intifa bedelini kötü niyetli olarak elinde tuttuğunun söylenemeyeceği, ayrıca faiz başlangıç tarihinin de dava tarihi olması gerektiği ve davacının fazlaya ilişkin ve sair istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 126.144,84 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı tarafından şerefiye bedeli adı altında davalıya yapılan ödemenin hangi hallerde geri istenebileceği hususu taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 5.3.maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddeye göre geri iadenin davalının kusurundan kaynaklanan bir nedenle sözleşmenin sona ermesi halinde mümkün olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin Rekabet Kurulu kararıyla kendiliğinden sona erdiği, bu durumun protokolün 5.3 maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeye istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...