Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.02.2018 tarih ve 2015/130 E. – 2018/61 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.07.2019 tarih ve 2018/1401 E. – 2019/907 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş ve duruşma için belirlenen 23.03.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadı ile 4046 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi sureti ile kurulduğunu, bu kapsamda davacı ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi (İHDS) aktedildiğini, özelleştirmeye ilişkin sürecin 29.05.2013 tarihinde tamamlandığını, faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü sırada Beyoğlu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/354 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne karar verildiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/229 takip sayılı dosyasında ilamın takibe konulduğunu ve davacı tarafından ödeme yapılarak icra dosyasının kapatıldığını, ayrıca davacının davanın temyiz ve karar düzeltme taleplerinin harç ve masrafları da sarf ettiğini, İHDS sözleşmesinin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4. maddeleri uyarınca dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını bildirmiş, sözleşme öncesi döneme ait olan ve davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan 474.023,36 TL’nin 30.01.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 8.100,00 TL temyiz harç ve masraflarının ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı sureti ile gerçekleştirildiğini, İHDS hükümleri uyarınca davalıdan talepte bulunulamayacağını, ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümleri kapsamında yapılan devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, geçmişe yönelik talepte bulunulamayacağını, dava konusu olayın mülkiyete ve dağıtım faaliyetlerine ilişkin olmadığını, oysa sözleşme hükümlerinin bu konudaki sorumluluğu düzenlediğini alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın usulüne uygun ihbar edilmediğinden haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Beyoğlu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 2002 yılı alt yapı yatırım fonu bütçesinden BEDAŞ adına tahakkuk eden yatırım gideri alacağının ödenmesi konusunda açılan davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğünün 2008/229 sayılı dosyasında takibe konulduğu, davacının ödemeyi yaptığı, söz konusu ödemenin, tahakkukun doğduğu dönem olan 2002 yılı itibariyle sorumluluğun davalıda olması nedeniyle TEDAŞ’a rücu edilebileceği, bu hali ile İHDS’nin 7.1, 7.3, 7.4, 7.5, 7.6 maddeleri kapsamında dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığı ve İHDS öncesi dönemin sorumluluğunun davalıya bırakıldığı dikkate alınarak; itibar olunan bilirkişi hesaplamaları, dosyaya getirtilen ödeme makbuzları ışığında davacının 474.023,36 TL’nin ödemenin yapıldığı, 28.01.2008 tarihinden itibaren, 6.075,00 TL’nin ödemenin yapıldığı 29.11.2007 tarihinden itibaren, 2.025,00 TL’nin ödemenin yapıldığı 17.04.2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 24.700,38 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25.03.2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı TEDAŞ’a ait olmakla birlikte, TEDAŞ’tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
TEDAŞ tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı TEDAŞ’a ait olmak üzere 28/05/2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri devredilerek 28/05/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28/05/2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında Boğaziçi EDAŞ tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle Boğaziçi EDAŞ’ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı TEDAŞ’tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” …… şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı …..” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 28/05/2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve TEDAŞ’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/05/2013 tarihi öncesi yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ’tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...