MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.12.2018 tarih ve 2018/122 E- 2018/863 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 26.06.2020 tarih ve 2019/1455 E- 2020/750 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili Tedaş’ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı Akden Enerji Dağıtım A.Ş. arasında 24.07.2006 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” akdedildiğini, anılan sözleşmesinin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5, 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, 03.03.2004 tarihinde gerçekleşen ölümlü iş kazası nedeniyle İş Mahkemesinde görülen davada davacı şirketin % 80, müteveffa işçinin % 15, davalı …’ın % 5 kusurlu oldukları tespit edilerek müteveffanın hak sahiplerine SGK tarafından ödenen tazminatın rücu istemi ile açılan davada davacı kurum lehine tazminata hükmedildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine ilama dayalı takip sonucu 14.01.2016 tarihinde SGK Başkanlığına 544.945,50 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin davacıya atfedilen % 80 kusura karşılık gelen 512.889,88 TL’sinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş.’den TEDAŞ Genel Müdürlüğüne devredilen dosyalar arasında bulunmaması nedeniyle işletme hakkı devir sözleşmesi de hisse satış sözleşmesi gereğince davalı şirketlerin sorumluluğunda bulunduğunu, diğer davalı …’a ise % 5 kusur atfedilmiş olması nedeniyle kusur oranına karşılık gelen 32.055,62 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Akden Enerji Dağıtım ve Perakende Sat.Hiz. A.Ş. vekili, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmaması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile AKEDAŞ arasında düzenlenen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesinde açıkça devir öncesi tüm hukuki ve cezai sorumluluğun davacıya ait olduğunun belirtildiğini, rücu istemine konu dava ve ödemelerin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncesinde gerçekleşen iş kazasına dayalı SGK rücu istemine ilişkin olması nedeniyle AKEDAŞ ve müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili, zamanaşımı def’inde bulunarak davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, rücu istemine konu iş kazasının İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin düzenlendiği 24.07.2006 tarihinden önce müvekkili şirketin tüzel kişilik kazanmasından ve TEDAŞ’ın özelleştirme kararının alındığı 02.04.2004 tarihinden önce gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalılardan …’ın davanın kendisine yöneltilen kısmı ile ilgili dava tarihinden sonra ödeme yapmış olması nedeniyle bu davalıya yönelik davanın konusuz kaldığı, diğer davalılar yönünden İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca davacının ödeme yapmasına neden olan iş kazasının dağıtım faaliyetlerinin TEDAŞ tarafından yapıldığı, 2004 yılında gerçekleştiği, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, 28.05.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi uyarınca, TEDAŞ’ın mülkiyetine ilişkin de dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde, bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlere ilişkin sorumluluğun ve bu sorumluluktan kaynaklanan mali yükümlülüğün TEDAŞ’a ait olduğu, bu sorumluluk çerçevesinde TEDAŞ tarafından takip edilen ve sonuçlandırılan dava ve takiplerden dolayı yapılan ödemelerin davalı şirketlere rücu edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı …’a yönelik davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirketlere yönelik davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davacının ödeme yapmasına neden olan iş kazasının 03.03.2004 tarihinde yani 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve 28.05.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin düzenlenmesinden önce gerçekleştiği, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. ve Hisse Devir Sözleşmesinin 9.3. ve 9.4. maddesinde yer alan hükümlere göre tarafların sorumluluğunda olacak dosyalara ilişkin iki ölçüt belirlendiğini, bunların olayın 24.07.2006 tarihinden önce meydana gelmesi ile olayda üçüncü kişi zararının bulunması olduğunu, müvekkili şirket çalışanının üçüncü kişi olmadığının ileri sürüldüğü, davacı çalışanı işçinin ölümü nedeniyle hak sahiplerinin zarar gören üçüncü kişi durumunda olup, bu hali ile davacı TEDAŞ’ın mülkiyetine ilişkin ve dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlere ilişkin sorumluluğun ve bu sorumluluktan kaynaklanan mali yükümlerin TEDAŞ’a ait olduğu, bu sorumluluk çerçevesinde TEDAŞ tarafından takip edilen ve sonuçlandırılan dava ve takiplerden dolayı ödenen bedellerin davalı şirketlere rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...