Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada …2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.03.2019 tarih ve 2016/41 E- 2019/133 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.03.2020 tarih ve 2019/1104 E- 2020/397 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının dava dışı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ni ortakları olan davalılardan 16.10.2014 tarihinde devraldığını, devranılan şirket bünyesinde Atabey Göleti ve Atabey Balık çiftliklerinin bulunduğunu, bu tesislerin su ihtiyacının karşılandığı kaynaktan gelen suyun, 2015 yılı ve sonrasında müvekkilinin devraldığı Atabey Göleti ve Atabey Kara tesislerine gelmeyeceğini davalıların bildikleri halde kötüniyetli olarak müvekkiline şirketi devrettiklerini, devir sırasında müvekkilinin davalıların hileli davranışları sonucunda hataya düşürüldüğünü, davalıların …Tarım İl Müdürlüğünde çalıştıkları için Bakanlığa görüş sorulmadan Tarım İl Müdürlüğü ile dava dışı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 15 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, İl Tarım Müdürlüğü’nün kira sözleşmesini feshettiğini, davalıların bu kurumda çalıştıkları makam ve mevkileri gözönüne alındığında kasıtlı olarak müvekkilini hataya düşürdüklerini, su olmaksızın balık yetiştiriciliği yapılamayacağını, müvekkilinin 16.10.2014 tarihli satış sözleşmesini feshettiğini, …4. Noterliği’nin 07.01.2016 tarih ve 149 yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar ettiğini, devir bedeli olarak düzenlenen 30.01.2016 vade tarihli 50.000,00 TL, 30.07.2016 vade tarihli 50.000,00-TL, 30.01.2017 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli üç adet senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin davacıya iadesini, davalılara devir bedeli olarak ödenen 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava dışı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2013 yılında davalı … ile diğer davalıların eşleri tarafından devralındığını, daha sonra davalıların eşlerinden hisseleri satın aldıklarını, davalılardan sadece …’nın …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde çalıştığını, davalı Adem Sarıkaya’nın ise 2014 yılı Ağustos ayına kadar Kuddisi Uranlı ile aynı yerde çalıştığını, davalı …’nın ise davalı …’nın üvey ağabeyi olup, İzmir’de yaşadığını, davalıların 26.07.2013 tarihinde proje tadilatı ve kapasite arttırımı için …Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne başvurarak onay aldıklarını, istenen belgeler yetiştirilemediği için 22.08.2014 tarihinden itibaren 6 aylık ek süre alındığını, 22.04.2015 tarihinde ise …Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından ön iznin iptal edildiğini, …Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile DSİ ve Atabey Belediyesi tarafından alınan karar ve yazışmaların davacının şirketi satışından 14 ay sonra yapıldığını, devir tarihi olan 16/10/2014 tarihinden önce hiçbir resmi kurumdan Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ne tesisin suyunun kesileceğine ilişkin bir bildirim yapılmadığını, davacının çocukluğundan beri babası ile birlikte balık yetiştiriciliği yaptığından balık üreticilerine İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından teknik şartname imzalatıldığını, bu şartnamede belirtildiği üzere Kamu yararı ve mücbir sebepten dolayı projenin müdürlük tarafından tek taraflı feshedilebileceğinin, tüm balık üreticilerinin bu riski göze alarak tesis kurduklarını, davalıların tesisi ilk satın aldıklarında havuzların tamir ve bakımını yaptıkları ve kapasitesinin arttırılması için 22.08.2014 tarihinden itibaren 6 ay ek süre aldıkları nazara alındığında müvekkillerinin suyun kesileceğinin bilseler bu kadar yatırım yapmayacaklarını, davacının halen Atabey Göletinde üretime devam ettiğini savunarak menfi tespit davasının reddini, davaya konu 3 adet senedin tahsile konulmasının haksız olarak engellendiğinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olan karasal balık üretim çiftliğinde 9 tane boş balık havuzu, kullanılamaz durumda işletme binası ve deforme olmuş ekipmanlar olduğu, işletmenin 5-7 metre uzağında kanaldan daha önce verilen suyun yarı debisi kadar su aktığının tespit edildiği, karasal balık tesisinde işletmenin genel durumuna bakılarak uzun süredir üretim yapılmadığı ve kanaldan akan suyun kullanılmadığının tespit edildiği, her ne kadar işletmeyi devrederken davalıların bir süre sonra işletmenin su sorununu yaşayacağını bildikleri halde bu durumun devralan davacıya bildirmedikleri yani davalıların hilesi sonucunda davacının hataya düşürüldüğü ileri sürülmüş ise de iyiniyetin asıl olup aksinin yani hile kullanıldığının iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiği, bu hususun kanıtlanamadığı, esasen ticari işletme devralan bir kimsenin basiretli bir tacirden beklendiği gibi her türlü olasılıkları titizlikle kendisinin araştırması gerektiği, kaldı ki bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere işletmenin tamamen susuz kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu senetlerin verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle takibe konu olması nedeniyle senet bedeli toplamı 150.000,00 TL’nin %20 si oranındaki tazminatın davacıdan alınıp davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı davalıların hissedar olduğu, dava dışı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 16.10.2014 tarihinde Noter’de yapılan hisse devir sözleşmeleri ile devraldığı, davadışı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti’ ile …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü arasında kısık suyunun 22/09/2011 tarihinden itibaren 15 yıllığına kiralanmış olduğu, …Atabey Belediye Başkanlığı tarafından davacıya gönderilen 11.12.2015 tarihli yazı ekindeki Meclis kararına göre DSİ tarafından kısıt bölgesinde gölet yapılacağından su taşıyıcı kanalları Belediyeye ait olması nedeniyle kanalların iptal edileceği davacının şirketinin maddi hasar görmemesi için balıklarının 30 gün içerisinde başka bir yere nakletmesi gerektiğinin bildirildiği, …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün davacıya gönderdiği 25/01/2016 tarihli yazı cevabından Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait Atabey Alabalık İşletmesi projesinin kısık kaynağının taşkın sularının Atabey Ovasının tarım arazilerine ve İlçe merkezine yayılmak suretiyle zarara sebep olduğundan Akçay Göletinin inşa edileceği, bu nedenle söz konusu üretim tesisi için suyun kiraya verilmesinin uygun mütalaa edilmediği, teknik şartnamenin 15. maddesinde belirtilen idari nitelikli mücbir sebepler ile kamu yararı söz konusu olduğundan su kirasının tek taraflı feshedilmesi nedeniyle iptal edildiği, tesise ait su ürünleri yetiştiricilik belgesinin iade gerektiğinin bildirildiği, Atabey Belediye Başkanlığı’nın 25.10.2016 tarihli yazı cevabından kısıt deresinden gelen kaynağa ilişkin devilasyon kanallarının iptali ile ilgili 26.03.2013 ila, 16.10.2014 tarihleri arasında bir karar alınmamış olduğu bildirildiği, DSİ Etüt Planlama ve Tahsisler Daire Başkanlığı’nın 01.12.2015 tarihli yazı kapsamından 27.10.2009 tarihli yazı ile İl Özel İdaresi ile Mustafa Çelikbaş’ın yetkilisi Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti’ arasında 10 yıl süre ile kira sözleşmesi yapıldığı, şirketin el değiştirerek 22.09.2011 tarihinde İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından Toprak Tarım… Ltd. Şti.’ye DSİ’den görüş sorulmadan 15 yıllığına kiraya verildiği, kiralanan kısık kaynağının 2015 yılı yatırım programında yer alan plan ve projeleri devam eden …Atabey Akçay göleti ve sulaması projesinin su kaynağı olup, göletin işletme çalışmasında kaynağın tamamının gölet de depolanacağı, kısık kaynağının taşkın sularının Atabey İlçe merkezi ve tarım arazilerinin taşkınlık yaparak zarara yol açtığı, Akçay Göletinin taşkın koruma amacıyla kurulduğu, bu nedenle Akçay göletinin inşa edilmesiyle birlikte derivazyon kanalı iptal edileceğinden alabalık üretim tesisi için suyun kiraya verilmesinin uygun mütalaa edilmediği görüşü bildirildiği, Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç ve Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait Atabey Alabalık İşletme Projesinin İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce 20.01.2016 tarihinde iptal edilerek tesiste kullanılan kaynak suyuna ait 22.09.2011 tarihli kaynak suyu kira sözleşmesinin 19.01.2016 tarihinde feshedildiğini, kaynak suyunun 19.02.2016 tarihinde müdürlükçe teslim alındığı, bir şirketi devralan ve tacir sıfatını kazanan davacının basiretli olarak davranarak devraldığı şirket ve tesisleri hakkında araştırma yapması gerekirken davacı tarafından bu tür bir araştırma yapıldığının ispatlanamadığı, öte yandan balık çiftliğinin16/10/2014 tarihinde davacıya satılmış olduğu, 01.12.2015 tarihinde DSİ Müdürlüğü tarafından Akçay Göleti inşa edileceğinden suyun kiraya verilmemesine karar verildiği ve İl Tarım Müdürlüğü tarafından su kiralama sözleşmesinin feshedilerek davacı …’ın balık üretim tesisi sözleşmesinin 19.02.2016 tarihinde iptal edildiği nazara alındığında davalıların su kiralama sözleşmesinin iptal edileceğini, satış tarihi itibariyle bildiği ve davacıdan gizlediği, davacının iradesini fesada uğrattığı hususu ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yanılma (hata) hukuksal nedenine dayalı olarak sözleşmenin hükümsüzlüğü ve bağlı olarak bakiye borç bakımından borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesi içeriği ile davacı yanın yargılama aşamasında beyanları uyarınca, davada 6098 sayılı Yasa’nın 32. maddesinde öngörülen saikte yanılmaya dayanıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 32. maddesi “Saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.” biçiminde düzenlenmiştir. Saik yanılması, yanılmanın belirli bir kimseyle belirli içerikte bir sözleşme yapma iradesinin gerçeklere uymayan, yanlış tasavvurlar sonunda sakat oluşmasıdır. Saik yanılması, işlem iradesinin oluşumundaki yanılmadır (Eren, s.426). Saik yanılması, sözleşme içi bir unsura ilişkin olabileceği gibi, sözleşme dışı bir unsurla da ilgili olabilir. Sözleşme içi unsura ilişkin yanlış tasavvur, “nitelik yanılması” olarak adlandırılır. Sözleşme dışı unsurlara ilişkin saik yanılmasında ise, sözleşme yapan kişi, sözleşmeye konu şeyin yanlış olarak belirli bir tarzda kullanılabileceğini zannetmekte, oysa gerçek durum böyle olmamaktadır. Bu gibi hallerde, yanılanın yanıldığı hususları bilmiş olsa idi sözleşmeyi hiç yapmayacak olması ya da bu şekilde yapmayacak olması durumu söz konusudur. Yanlış kabul ve tasavvur, yanılan için o kadar önemli olmuştur ki, onu söz konusu sözleşmeyi yapmaya sevketmiştir. Öte yandan, karşı taraf, yanılanın yanıldığı saiki sözleşmenin temeli saydığını biliyor veya dürüstlük kuralına göre gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa idi bilebilecek durumda bulunuyor ise artık saikte esaslı bir yanılmanın varlığında duraksanmamalıdır.
Genel nitelikteki bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; dosya kapsamı uyarınca, davacı yanın davalılardan hisselerini devraldığı Toprak Tarım Ürünleri Zirai İlaç, Gübre, Hayvansal Gıda Maddeleri İnş. Malz. Tic. Ltd. Şirketi’nin alabalık çiftliği olarak işletilmek üzere projelendirilmiş bir ticaret işletmesinin bulunduğu ve esasen davacının hisse devrine ilişkin sözleşmeleri de şirket bünyesindeki söz konusu ticari işletmenin sahibi olabilmek amacına matuf olarak akdetmiş olduğu, bu yöndeki iradenin ise hayatın olağan akışı çerçevesinde dürüstlük kurallarına aykırı ve yadırganan bir durum olarak addedilemeyeceği ortadadır. Yine dosya kapsamı uyarınca, anılan alabalık çiftliği için gerekli olan suyun, önceden, …Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü ile yapılan kira sözleşmesi ile Kısık Suaçan Deresi’nden temin edildiği, şirket hisse devri sırasında da bu durumun mevcut olduğu ancak 22.09.2011 tarihli kira sözleşmesinin DSİ’nin uygun görüşü alınmadan akdedilmiş olduğunun dosyada mevcut yazılardan anlaşılmakta olup hisse devrinden önce söz konusu işletme mahallini de içine alan ve DSİ tarafından öteden beri yürütülmekte olan gölet projesi nedeniyle davacı tarafın tek ortağı olduğu şirkete kiralanmış olan suyun kesileceğinin DSİ Etüt Planlama ve Tahsisler Daire Başkanlığı’nın 01.12.2015 tarihli yazısı ile …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün davacıya gönderdiği 25.01.2016 tarihli yazısıyla bildirilmiş olduğu, bu nedenle artık işletmenin faaliyetine devam etme olanağının kalmadığı belirlenmiştir. Bu durumda davacının hisse devri sözleşmesinin saikinde esaslı bir hataya düşmüş olduğunda duraksanmamalıdır. Şu halde, davacının sözleşmenin saikinde düşmüş olduğu esaslı nitelikteki bu hatayı, hisse devreden davalıların bilebilecek durumda olup olmadıklarının tayini gerekir. Bu kapsamda dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden, davacının akidi davalı …’nın …İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde mühendis olarak çalıştığı, yukarda sözü edilen gölet projesi nedeniyle çiftliğin suyunun kesilme durumunu bilebilecek bir konumda olduğu, nitekim ortağı olduğu şirketin alabalık çiftliğinin genişletilmesi projesine ilişkin başvurusunun akim kaldığı, anılan davalının hisse devir sözleşmesinden önce kendi isteğiyle başka bir ile tayin isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, davalı …’nın, davacının hisse devri sözleşmesinde düşmüş olduğu esaslı yanılmayı bilebilecek durumda olduğu olduğu gibi diğer davalıların da alabalık çiftliğinin akıbetini bilebilecek durumda olduklarının kabulü hayatın olağan akışına uygundur. Bu nedenle, hisse devri sözleşmesinin hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...