Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.05.2019 tarih ve 2018-965/501 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.10.2019 tarih ve 2019-1986/1448 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 01/06/2018 tarihinde, sözleşmenin imzalandığı tarihten, 31/05/2019 tarihine kadar geçerli olmak üzere davacının satıcı, davalı tarafın alıcı olduğu süt alım satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede, uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, davalı tarafca davacıya gönderilen “mutabakat mektubu” ile 31.08.2018 tarihi itibariyle davacının 538.591,59 TL alacak bakiyesi bulunduğunun bildirildiğini, davacının bakiye alacakta mutabık olarak mektubu imzalandığını, ancak bakiye alacağın ve 07.09.2018 tarihli 3 adet, 14.09.2018 tarihli 3 adet, 21.09.2018 tarihli 3 adet, 28.09.2018 tarihli 2 adet, 30.09.2018 tarihli 2 adet fatura ile sabit olan toplam 743.432,15 TL alacağın davacıya ödenmediğini, davalı aleyhine Susurluk İcra Müdürlüğü’nün 2018/1190 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, sözleşmenin “cezai şart” başlıklı 11. maddesine göre, satıcının süt parasını taahhüt edilen tarihte ödememesi, taraflar arasında anlaşılan miktarda sütün gerekçesiz olarak alıcı tarafından alınmaması ve de alıcının herhangi bir sebeple taahhütlerine aykırı davranması halinde, satıcının 2 aylık süt alacağına karşılık gelen cezai şart tutarının, alıcı tarafından, satıcıya ödenmesi gerektiğini, davacı satıcının alım satım sözleşmesine uygun olarak sütü teslim etmeye hazır olmasına rağmen, alıcı tarafından sütün alınmadığını, davalı alıcının sözleşmedeki taahhütlerine uymadığını ileri sürerek, davacının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2 aylık süt alacağına karşılık şimdilik 50.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, belirlenebilir alacaklar bakımından belirsiz alacak davası açılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının alacak iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının ödemelerini zamanında ve eksiksiz olarak yaptığını, bu durumun bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacağını belirterek, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak davası açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gerektiği, belirlenememe halinin, gerekli dikkat ve özenin gösterilmesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi ya da objektif olarak imkansızlığa dayanması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme ve düzenlenen faturalar ile aylık süt alım miktarı belli olduğundan talep edilebilecek olan cezai şart alacağı miktarı da belirlenebilir olduğundan, davacının dava konusu ettiği alacağın, belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında imzalanan “süt alım sözleşmesi” incelendiğinde, satıcının davacı, alıcının davalı olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde sözleşme süresinin 01/06/2018-31/05/2019 tarihleri arasında olduğu, sözleşmenin verilecek süt miktarı başlıklı 9. maddesinde, ”alıcı, satın alacağı çiğ süt miktarını kooperatife/mutemete aylık olarak bildirecek olup, satıcı, belirlenen bu miktarın tamamını sözleşme süresi boyunca alıcıya vermeyi kabul ve taahhüt eder”, sözleşmenin cezai şart başlıklı 11.3 maddesinde, ”satıcının süt parasının taahhüt edilen tarihte ödenmemesi, taraflar arasında anlaşılan miktarda sütün gerekçesiz olarak alıcı tarafından alınmaması ve de alıcının herhangi sebeple taahhütlerine aykırı davranması halinde, satıcının 2 aylık süt alacağına karşılık gelen cezai şart tutarı alıcı tarafından satıcıya ödenir.” hükmünün düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşme ve düzenlenen faturalar ile aylık süt alım miktarının davacının kendisine bildirildiği, kendisinin de ne kadar süt satacağını defter ve kayıtlarından belirleyerek 2 aylık süt tutarını bilebilecek durumda olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğinden, mahkemenin, davacının, dava konusu ettiği alacağın belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğinden dava şartı yokluğundan davanın reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilince sunulan istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, davacının dava dilekçesinde davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirtmiş olmasının yanısıra temyiz dilekçesinde de davasının belirsiz alacak davası olduğu ve talebin belirsiz alacak davasına konu olabileceği yönünde beyanda bulunmuş olması nedeniyle davanın davacının iradesine aykırı olarak kısmi dava olduğunun kabul edilemeyecek olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...