Karar Metni
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.10.2016 tarih ve 2014/857 E. – 2016/700 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.11.2019 tarih ve 2017/3143 E. – 2019/2531 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 30.11.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …, davalı … Ltd. Şti. vekili Av. … ile davalı…Ltd. Şti. vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin faaliyetinin gerçekleştirilmesi için dava dışı …’in maliki bulunduğu Samsun İli Çarşamba İlçesi Beylerce Köyü … Mevki’nde kain tapuda 303 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 29.11.2007 tarihinden geçerli olmak üzere 18 yıl müddetle intifa hakkı tanındığını, müvekkili şirketin intifa hakkına sahip olduğu taşınmazda bayilik faaliyetini yürütecek davalı …ile müvekkil arasında akdedilen protokol ile davalı …’a 18 yıl için yatırım katılım bedeli adı altında ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı ve bu davalı tarafından düzenlenen faturalar karşılığında 18 yıllık süre için geçerli olmak üzere yatırım katılım bedeli ödemesi yapıldığını, 2009 yılında müvekkilinin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazın … ve … tarafından satın alındığını, ardından davalı …bayilik faaliyetine son verdiğini ve müvekkil ile arasında akdettiği sözleşme ve sorumluluklarını davalı …’na temlik ettiğini, müvekkil, şirket ile…arasında 10.06.2009 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalılardan…vekili tarafından keşide edilen Samsun 4. Noterliği’nin 19.02.2013 tarih ve 4048 yevmiye numaralı ihtar ile 29.11.2007 tarihinde kurulan dikey ilişkinin sona erdiğini, müvekkili tarafından keşide edilen Beyoğlu 34. Noterliği’nin 08.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile davalı …’nın feshi nedeniyle muaccel hale gelen alacakların ödenmesi davalılardan talep edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, davalı …’nın bayilik ilişkisini feshi nedeniyle 18 yıllık süre için davalı …’a ödenen ve davalılar arasında akdedilen temlikname uyarınca iadesinden …’nın da sorumlu olduğunu, yatırım katılım bedelinin işlememiş süreye tekabül eden kısmının güncellenerek belirlenecek tutarının davalılardan tahsilinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin diğer hak ve alacaklarına ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla; davalılardan …’a 18 yıllık süre için ödenen yatırım katılım bedellerinin, davalı …’nın 19.02.2013 tarihli feshi nedeniyle, işlememiş süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet prensibi uyarınca mahkemece belirlenecek güncel tutarının şimdilik KDV dahil 661.289,52 TL’sinin davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil olunarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…vekili, davacı ile davalı …arasında karşılıklı protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı …Ltd.Şti’nin Bölünmez AŞ. (Moil) bayisi iken ve bayilik sözleşmesi sona ermemiş olduğu halde, Bölünmez AŞ. ile olan bayilik sözleşmesini terk etmek şartı ile Bölünmez AŞ. tarafından davalıya ödenen ve sözleşmenin erken terki halinde iade edilmesi gereken, bayilik hizmet bedelinin, kendisi tarafından karşılanacağını taahhüt ettiğini, davacı ile diğer davalının kanuna karşı hile yaptığını, diğer davalının kanuna karşı hilesinin diğer bayiyi bağlamayacağını, davacının pazarın kaldıramayacağı kadar bayilik verdiğini, ticari faaliyetin yürütülme şansı kalmadığı için diğer davalının sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, yatırımın bayiye ve bayilik sözleşmesini dayanak alan protokole istinaden yapıldığını, davacının yaptığı yatırımın fesih tarihine kadar sebepli olduğunu, fesih ile sebepsiz hale düştüğünü ve muaccel olduğunu, davacı tarafından bedelin iadesinin talep edildiği ihtar ile de diğer davalının temerrüde düştüğünü, davacının iyi niyetli olduğunu, davacının diğer davalının tanzimi ile kendisine teslim ettiği faturaları gider olarak kayıtlara işlediğini, faturalardaki miktar üzerinden gelir vergisini ödemekten sarfınazar ettiğini, iade edilecek miktarın hesaplanmasında davacının amortisman kayıtlarında gider olarak gösterdiği miktarın tenzil edilmesi gerektiğini, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşmiş olacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ……. Ltd. Şti. vekili, müvekkili Akil İnşaat ile davacı arasında imzalanan 17.10.2007 tarihli sözleşmenin davacının muvafakatı ile 10.06.2009 tarihinde diğer davalıya temlik edildiğini, müvekkili Akil İnşaat’ın 10.06.2009 tarihli sözleşmeye garantör olmayı kabul ettiğini, davacı ile diğer davalı arasında akdedilen 29.11.2012 tarihli yeni bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede müvekkilin garantör sıfatının ve kefil imzasının bulunmadığını bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça belirtilen yatırım bedelinin istasyonun inşaatında kullanıldığını, dolayısıyla yapılan yatırımın sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırım olması nedeniyle Yargıtay kararları gereğince de davanın reddinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığını, sözleşme ilişkisinde kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılardan Akiloğulları … Ltd. Şti. yönünden açılan dava, bu davalının bayilik sözleşmesinin diğer davalıya temlik edilmiş olması, bu davalının kendisine yapılan yatırım katkı payı bedelini ve bu bedelin hasredildiği akaryakıt istasyon yatırımı kullanarak ticaretine fayda sağlamadığından bu davalı yönünden sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığı,
davalılardan … … Ltd. Şti. yönünden ise, yatırım katkı payının diğer davalıya ödendiği, davalının istasyonu mevcut haliyle temlik aldığı, yatırımın diğer davalı … döneminde yapıldığı, her ne kadar sözleşme temlik alınmış ise de, bu davalı ile 29/11/2012 tarihinde herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın sözleşmenin yenilendiği, önceki dönem yatırımının bu davalıdan talep edilemeyeceği, anılan davalı yönünden ise yatırım yapılmadığı, sözleşmenin anılan davalı ile 10/06/2019 tarihi ile feshine kadar davacı yanın sözleşmeden gerekli faydayı sağladığı dikkate alınarak bu davalı yönünden de katkı payı bedelinin tahsili talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşme ve protokol incelendiğinde protokolün 2. maddesinde 18 yıl süre ile intifa hakkı tanındığı, ancak sözleşmede açıkça intifa bedelinin yer almadığı, 29.11.2007 tarihli intifa senet örneğinde intifanın bedelsiz tescil edilmiş olduğu, protokolün 2-b maddesinde; davaya konu 665.000 ABD dolarının “işletme yatırım katılım bedeli” olarak ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacı vekili tarafından sunulan faturalarda da; “18 yıl süreli yatırım katılım bedeli” açıklaması mevcut olup intifa bedeli ödemesine ilişkin herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, davacı vekili, dava dilekçesi ekinde intifanın (bedelli) terkini hususunda vekaletname örneğini sunmuş ise de dava tarihi itibarı ile tapuda terkin işleminin resmen yapılmadığı, protokolün 2.maddesine göre; intifanın 18 yıl süreyle tesis edildiği, 665.000 ABD dolarının ise, istasyonun inşaatı, bayinin faaliyetlerini sürdürmesi, bayinin aylık ortalama satış hacmi ve ilk yıl için satış hacminin belirlenen miktarlardan gerçekleşmesi halinde ödendiği, dava konusu taşınmaza ilişkin ilk sözleşmenin davalı Akiloğlulları … Şti. ile 17/10/2007 tarihinde 5 yıl süreli yapıldığı, davalı … … Ltd. Şti.’nin sözleşmesinin ise 10/06/2009’da başladığı ve sözleşmenin davalı … … Ltd Şti. tarafından 18/02/2013’de feshedildiği, bu durumda dikey ilişkide 5 yıllık sürenin tamamlanmadığı, davacının intifa hakkının devam ettiği akaryakıt istasyonu yönünden davalı … … Ltd. Şti.’ne herhangi bir yatırım katkı bedeli ödemesi yapılmamış olup davalının bu bedelden faydalanmadığı, davacının da 5 yıllık sözleşme süresi tamamlanmış olmakla gerekli faydayı sağladığı, davalıların dava konusu akaryakıt istasyonunda ticarete devam edip fayda sağlamadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin davalılar yönünden davanın reddine ilişkin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, yatırım bedeli olarak ödenen paranın kullanılmayan kısmının iadesi istemine ilişkindir.
Akaryakıt dağıtım şirketi olan davacı ile akaryakıt bayi davalı …… Ltd. Şti. (eski unvanı … … Ltd. Şti.) arasında 17.10.2007 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ve aynı tarihli protokol yapılmış olup, anılan protokolün 2. maddesinde davacı lehine dava dışı …’in taşınmazı üzerinde 18 yıl süreli bedelsiz intifa hakkı tanınmış, 18 yıl için davalı şirkete ödenecek yatırım bedeli ve koşulları kararlaştırılmış ve 29.11.2007 tarihinde intifa hakkı tesis edilmiştir. 06.12.2007, 18.12.2007, 25.12.2007 tarihlerinde davalı … … Ltd. Şti.’ye nakit olarak işletme yatırım bedeli ödemesi yapılmış, 23.03.2009 tarihinde üzerinde intifa hakkı tesis edilen taşınmaz dava dışı … tarafından satın alınmıştır. 10.06.2009 tarihinde davalı … … Ltd. Şti. ile diğer davalı … … Ltd. Şti. arasında temlik sözleşmesi yapılmış, bu sözleşme gereğince davacının muvafakati ile, davacı ile davalı … … Ltd. Şti. arasında yapılan bayilik, protokol vb sair sözleşmelerden doğan hak, sorumluluk ve yükümlülükler davalı … … Ltd Şti.’ye devredilmiş; davalı … … Ltd. Şti. ise bu sözleşmelerden doğan yükümlülükler devam ettiği sürece temellük eden davacıya müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla garantör olmayı kabul etmiştir. 10.06.2009 tarihinde davacı ile davalı … … Ltd. Şti. arasında bayilik sözleşmesi feshi başlıklı sözleşme
düzenlenmiş, bu sözleşmede davacının 17.10.2007 tarihli bayilik sözleşmesinden doğan her türlü hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı tarihte davacı ile davalı … … Ltd. Şti. arasında 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi yapılmıştır. 29.11.2012 tarihinde davacı ile davalı … … Ltd. Şti. arasında 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı … … Ltd. Şti. tarafından davacıya gönderilen 19.02.2013 tebliğ tarihli fesih ihtarnamesi ile de taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi son bulmuştur.
Davalı şirketler arasında akdedilen 10.06.2009 tarihli temlik sözleşmesine davalı …… Ltd. Şti.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla garantör olduğuna ilişkin ve aynı tarihli bayilik sözleşmesinin feshi sözleşmesinde davacının 17.10.2007 tarihli bayilik sözleşmesinden doğan her türlü hakkının saklı olduğuna dair hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı … Ltd. Şti.’nin ve fesih tarihine kadar davacı ile aralarındaki sözleşme devam eden davalı … … Ltd. Şti.’nin bakiye süreye tekabül eden yatırım bedelini iade borcundan sorumlu oldukları kabul edilerek işletme yatırım katkı bedelinin 18 yıl süre için verildiği gözetilerek sözleşmenin başlangıcından sözleşmenin sona erdiği döneme ilişkin süre 18 yıllık süreden düşülerek kalan süreye ilişkin bakiye işletme yatırım bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...