Karar Metni
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.12.2018 tarih ve 2015/48 E- 2018/746 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.11.2019 tarih ve 2019/428 E- 2019/1339 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.12.2021 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı … Vakfının vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin babası …’ın 15/07/2014 tarihinde vefat ettiğini ve mirasın kabul edildiğini, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/387 esas sayılı dosyasında müvekkillerine yapılan tebligat neticesinde…Otel’in devriyle ilgili 03/06/2003 tarihli sözleşmeden müvekkillerinin haberdar olduğunu, 03/06/2003 tarihli sözleşmenin konusunun toplam 350.000,00 TL karşılığında dava dışı … Tur. Ltd. Şti’nin hisselerinin devri olduğunu, 350.000,00 TL’lik devir bedelinin 175.000,00 TL’lik bölümünün muris … tarafından, diğer 175.000,00 TL’lik kısmının bedelinin ise … tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını ve murisin taahhüt ettiği bedelin tamamını ödediğini, devir vaadi sözleşmesinin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/222 esas, 2009/405 karar sayılı ilamıyla geçersiz sayıldığını ve mahkeme kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ayrıca SGK’nın otel üstündeki irtifak hakkının da iptal edildiğini, murisin devir vaadi sözleşmesi imzalandıktan sonra otel üzerindeki irtifak hakkının iptaline yönelik davadan haberdar olduğunu ancak davalı tarafın aldatıcı tavırlarına maruz kaldığını, davalı tarafın sözleşme öncesi görüşmeler sırasında uyması gereken dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, içeriği imkansız ve hukuka aykırı sözleşme akdettiğini ileri sürerek hisse devir bedeli olarak ödenen 175.000,00 TL ve hisse devrinin gerçekleşmesi için kurulan Boğaziçi…A.Ş.nin tasfiyesine kadar yapılan giderler karşılığı olarak 10.000,00 TL toplamı 185.000,00 TL tazminatın fiili ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; öncelikle hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, ayrıca davacıların murisinin hisse devir bedelini ödemediğini, muris tarafından yapılan ödemelerin sözleşmenin 3. maddesinde yazılı olan kira ve sair yükümlülükler kapsamında olduğunu, davacıların murisi ile ortağı …’nun…Otelini 3 yıl boyunca fiilen işlettiklerini ve semerelerinden faydalandıklarını, hisse devir bedeli ödenmediği için devir işleminin gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davacıların murisi ve ortağı ile davalı arasına imzalanan 03/06/2003 tarihli sözleşmeye göre hisse devrinin 05/06/2003 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığı, ancak devrin yapılmadığı, murisin sözleşme kapsamında düzenleyerek davalıya verdiği 6 adet çekin 06/06/2003-06/06/2004 tanzim tarihli olduğu ve tahsil edildiği, hissesi devredilecek şirketin sahibi olduğu ve fiilen davacıların murisi ile ortağının işlettiği…Otel’in ise idari yargı kararları neticesinde 10/01/2005 tarihinde tahliye edildiği, davacıların murisinin en geç bu tarihte hisse devrinin gerçekleşmeyeceğini ve hisse karşılığı ödediği bedel kadar davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini öğrenmiş olduğunun kabulü gerektiği, ve 1 yıllık zamanaşımının da başlayacağı en geç tarihin 10/01/2005 olduğu, bu tarihten itibaren Borçlar Kanunu 66. maddeye göre sebepsiz zenginleşme için öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin (TBK 82. maddede öngrülen 2 yıllık zamanaşımı) dava tarihinden önce dolduğu, sebepsiz zenginleşmenin daha sonraki bir tarihte öğrenilmiş olması halinde dahi 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinden önce her halukarda tamamlandığı, murisin ölüm tarihi olan 15/07/2014 tarihine kadar muris tarafından sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak herhangi bir talepte de bulunulmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, olay tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/4. maddesinde ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün dâvalar için öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin de dava tarihinden önce dolmuş olmasına göre davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...