Karar Metni
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/04/2017 tarih ve 2016/749 E. – 2017/362 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/07/2018 tarih ve 2018/197 E. – 2018/744 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.02.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı- karşı davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca müvekkilinin imal ettiği ürünlerin Karadeniz Bölgesine sevkiyatının davalı yanca gerçekleştirildiğini, 30.11.2012 tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiğini, cari hesaba göre müvekkilinin davalıya muhtelif çeklerle 251.180,48 TL fazla ödeme yaptığını, sözleşmede müvekkili kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, fazla ödenen 251.180,48 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, tek tip sözleşmenin genel işlem şartlarını içeren hükümlerinin geçersiz olduğunu, davacı- karşı davalının mal teslim etmemek suretiyle sözleşmeyi fiilen feshettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin uzun yıllar devam edeceğini belirttiğini, buna güvenen müvekkilinin yeni yatırımlar yaptığını, sözleşmenin 10. maddesine göre mazot fiyat artışlarından doğan 07.12.2012 tarihli 82.889,16 TL tutarındaki fatura bedelinin ödenmediğini, haksız fesih sebebiyle müvekkilinin en az bir yıllık kâr kaybına uğradığını, 45 gün önceden fesih ihbarı şartına uyulmadığından kazanç kaybı oluştuğunu, müvekkilinin boya, garaj, yeni araç, uygun tanker imalatı için zarara uğradığını, yeni tekliflerin karşı davalıyla olan sözleşme sebebiyle reddedildiğinden kaçırılan işler sebebiyle zararın doğduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davada HMK’nın 107. maddesi uyarınca 100.000.- TL’nin ticari avans faizi ile irlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı- karşı davalının defterlerinin delil kudretine haiz olmadığı, genel işlem koşullarının bulunmadığı, mazot fiyat farkının istenebilmesi için karşılıklı mutabakata varılması gerektiği, böyle bir mutabakatın sunulmadığı, mazot fiyat farkı faturalarının tarafların defterlerine kaydedilmediği, fesihten sonraki 45 gün için davacı- karşı davalının başka şirketlere tevdi ettiği işler sonucu fatura karşılığı ödeme yaptığına dair kayıtlar bulunmadığı, davalı- karşı davacının yaptığı bekleme sahasının sadece bu iş için kullanılmadığı, bunların inşası için davacı- karşı davalının talimatına da rastlanmadığı, 2010 yılından fesih tarihine kadar devam eden sözleşmede tarafların sözleşmeden bekledikleri menfaatleri elde ettikleri, sözleşme için yapılan masrafların zarar kapsamında kalmadığı gerekçesiyle asıl davada, davacının alacak talebinin reddine, davalıya borçlu olmadığının tespitine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, çerçeve sözleşmenin taşıma için münferit sipariş verilmesiyle hüküm ve sonuç doğurduğunu, davacı- karşı davalının sipariş yükümünün bulunmadığı, taşıma işini kısmen veya tamamen başka firmalara yaptırabileceği, davacı- karşı davalının e-maillerinde taşıma işinin diğer taşıyıcılara verilebileceğinin ve Kasım ayının son günü son sevkiyatın planlandığının davalı- karşı davacıya bildirildiği, taşıma işinin başka firmalara verilmesinde sözleşmeye aykırılık görülmediği, fiyat revizyonu için karşılıklı mutabakat bulunmadığından mazot fark faturasının dayanaksız olduğu, davalı- karşı davacının istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davalı- karşı davacının defterlerine göre ticari ilişki uyarınca mazot fiyat farkı faturası da dahil 73.574,82 TL alacaklı olduğu, bu fatura dışında taraf defterlerinin uyum gösterdiği, ancak davacı- karşı davalıdan avans olarak aldığı 303.000.- TL tutarındaki çeklerden 61.133,48 TL tutarındaki çeki davacı- karşı davalıya iade etmesinden sonra bakiye 241.866,52 TL’nin 73.574,82’nin mahsubundan sonra 168.291,70 TL borçlu olduğu, mazot fiyat farkı faturasının cari hesaptan düşülemeyeceğinden davacı- karşı davalının davalı- karşı davacıdan 251.180,48 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl davada, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin asıl davaya yönelik kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulüne, 251.180,48 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karşı davada, davacı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...