MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.09.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31.05.2018 tarih ve 2014/916 E- 2018/508 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.11.2019 tarih ve 2018/1640 E- 2019/1130 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile “Şube Koordinatörlük Sözleşmesi” imzaladıklarını, davalının müvekkili şirketin spor salonlarından birinde basketbol öğrencilerinin antrenörlüğüne başladığını, sözleşmenin 4.7 maddesi gereğince görevinden ayrılan şube koordinatörlerinin kulüp ile ilişkisi kesildikten sonra, öğrenci velileri ile hiçbir ortamda temasa geçemeyeceği, görev aldığı aynı il ve ilçe sınırlarında bir yıl süre ile çalışamayacağı ayrıca kendisinin kurduğu, ortak olduğu kulüp veya spor okulu organizasyonunu 1 yıl boyunca yapamayacağı, yönetemeyeceğini, bu şartlara uymaması halinde ise tazminat ödeyeceğinin düzenlendiğini, davalının haklı bir nedeni olmaksızın işten ayrılarak rakip spor kulübü ile anlaştığını, rekabet yasağına aykırı davranarak 100-150 civarında öğrencisini çalıştığı rakip spor kulübe geçirdiğini ileri sürerek sözleşmede belirtilen tazminatın davalıdan tahsiline, davalının yasağa aykırı faaliyetine son verilmesine, davacı zararlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette antrenör değil şube koordinatörü olarak çalıştığını, davalının elinde sadece çalıştığı okulun öğrencilerine ilişkin bilgilerin bulunabileceğini, davalının rakip spor salonunda çalışmadığını, sözleşmenin 4.7 maddesinin işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye sokmadıkça geçerli olacağını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ve müvekkilinin eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin veya davacı tarafından haklı olarak feshedildiğinin ispat edilemediği, davalının rakip spor salonunda çalışmaya başladığı iddia edilse de ispatlanamadığı, taraflar arasında imzalanan “şube koordinatörlük sözleşmesinin”, 4.7 maddesinin konu itibariyle geçerli bir sınırlama içermediği, davalının aynı ilde herhangi bir başka kulüp veya spor okulunda çalışamayacağına ve kendisinin kurduğu, ortak olduğu kulüp veya spor okulu organizasyonunu yapamayacağına ve yönetemeyeceğine dair şartın, davalının mesleki faaliyetini sürdürmesini bütünü ile engellediği ve yine diğer mevcut öğrenci ve velilerle hiçbir ortamda temasa geçemeyeceğine dair hükmün de davalının sosyal hayatında daha evvel tanımış olduğu kişilerle hiçbir şekilde iletişim kurmamasını gerektirdiğinden anayasal temel hak olan kişi dokunulmazlıklarından manevi varlığını koruma hakkına açıkça aykırı olduğu, 6098 sayılı TBK.’nın 444. maddesi uyarınca sözleşmenin geçersiz bulunduğu, davalının davacının temsilciliğini yaptığı okullarda çalışan öğrenciler ile irtibata geçip çeşitli vaatlerde bulunarak, kendi çalıştığı kulübe geçirdiğine dair davacı iddialarının ise ispat edilemediği ve bilirkişi raporundaki varsayıma dayalı tespitlere itibar edilmediği, davalının men’ine karar verilmesi gereken bir eyleminin de tespit edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının ayrıldıktan sonra davacının rakibi olan spor salonunda çalıştığına dair iddianın ve sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...