Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.04.2019 tarih ve 2018/661-2019/247 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 29.09.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …. ile davalı vekili Av. …. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin İskenderun Sarıseki Tesisleri’nin işletme hakkı devri sözleşmesi ve eki niteliğindeki sözleşmeler gereğince davalıya teslim edildiğini, bu sözleşmenin damga vergisinin de aynı noterliğe işlem sırasında taraflarca ödendiğini, sözleşmenin konusunun kira sözleşmesi olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin imzasından sonra geçen süre zarfında davalı şirketin sözleşme ve eklerine aykırı davrandığı sözleşmenin feshedildiğini, fesih işlemi davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının söz konusu tesisleri müvekkiline teslim etmediğini ileri sürerek, davalının işletme hakkı devri sözleşmesine konu bütün taşınır ve taşınmazlardan tahliyesine ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart ve diğer alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, fesih sebeplerinin hiçbirinin kanunda sayılmadığını savunarak, sözleşme ile ilgisi olmayan kanuna ve hukuka aykırı fesih sebeplerine dayanan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği, bu kapsamda alınan bilirkişi raporları değerlendirildiğinde, tesisin ve limanın eski olduğu, elleçleme faaliyetlerindeki aksamanın tesisin günün koşullarına uymamasınından kaynaklandığı, bakımsızlıktan kaynaklanmadığı, aynı hususun makineler yönünden de geçeli olduğu, olağanüstü fesih koşullarının gerçekleşmediği, kaldı ki aksaklıkların giderilmesi için davalıya süre de verilmediği, fesih haksız olduğu için kira sözleşmesinin ayakta olduğu ve tahliye talabinin yerinde olmadığı, cezai şart istenemeyeceği, gübre ekskliğinin yasal firelerin altında olduğu, davalının kusurlu sayılacağı bir oranda fire olmadığı, zayi olduğu iddia edilen mallarla ilgili somut delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, sözleşmenin davacı tarafından haksız feshedilmesi nedeniyle cezai şart istenemeyeceğine yönelik mahkeme gerekçesinin yerinde olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
2- Dava, sözleşmenin feshi ile doğmuş alacakların tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde sözleşmenin feshi nedeniyle talep ettiği alacak kalemlerini bentler halinde ayrı ayrı sıralamış, dilekçenin sonuç ve istek kısmında ise yine her kalem alacağının dayanağını ve tutarını ayrı ayrı alt bentlerde göstermiş olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Anılan Yasa’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde sıraladığı alacak ve tazminat talepleri ile dayanağı olan deliller ayrı ayrı değerlendirilerek her bir alacak ve tazminat talebi yönünden yeterli ve denetime elverişli gerekçelerle sonuca varılması gerekirken, yetersiz gerekçelere, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca, dava dilekçesinde, davalının işletme hakkı devir sözleşmesine konu tüm taşınır ve taşınmazlardan tahliyesi talep edilmiş ve dava devam ederken tahliyede fiilen gerçekleşmiştir. Bu durumda tahliye talebi yönünden davanın konusuz kaldığına karar verilmesi gerekirken, bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...