MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.06.2018 tarih ve 2018/157 E. – 2018/270 K. sayılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf istemini esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.04.2019 tarih ve 2019/471 E. – 2019/522 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi Davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının dava dışı Ecioğlu Ltd. Şti ortağı olarak Aygaz bayiliği aldığını ve daha sonra şirket ortağı olarak başladığı bayiliğine şahsı üzerine alacağı bayilikle devam etmek istediğini bildirmesiyle Aygaz tarafından tanzim olunan 15.11.1996 günlü sözleşmenin imzalandığını, daha sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca çıkarılan 2002/2 sayılı tebliğe uygun olarak yeniden düzenlenen sözleşmenin de davalı bayiinin onayına sunularak davalı tarafça 07.07.2003 günü imza edildiğini, davalının bayiliği süresince müşterilerde olan boş tüplere istinaden düzenlemesi gereken makbuzları düzenlemekten imtina ettiğini ve iş hacminin üzerinde 3330 adet tüpü müvekkiline iade etmeyerek müvekkilinin bunları ticari olarak kullanmasını engellediğini, yine davalının muvazaalı şekilde oğlu adına açtığı rakip İpragaz şirketinin bayiliği ile rekabet yasağına aykırı eylemlerde bulunduğunu, müvekkili şirketin muvazaalı İpragaz bayiliğini fark etmesi üzerine davalının Aygaz bayiliğini sözleşme süresinden önce bırakmak istediğini şifaen bildirdiğini, bu isteğin müvekkilince davalıya verilen demirbaş mahiyetindeki tüplerin ve bayilik sabit sipariş telefon hatlarının müvekkilinin belirlediği yeni bayiye devredilmesi şartıyla kabul edildiğini, akabinde müvekkilince yeni bayiyi davalının artık bayileri olmadığını gösteren el ilanları bastırılarak örnek mahiyetinde bir miktarının Ünye’de yer alan şubelere gönderdiğini ancak bunlar henüz müşterilere dağıtılmadan davalının bu ilanları bahane ederek Ünye Noterliği’nin 04.10.2006 tebliğ tarihli 27.09.2006 tarih ve 9118 sayılı fesih ihbarıyla bayilik sözleşmesini feshettiğini, bu feshin haksız olduğunu, tüm bunların yanında davalının bayilik sözleşmesini feshetmesine rağmen sorumluluğunda bulunan tüpleri ve boş tüp makbuzlarını müvekkiline iade etmeyerek müvekkilinin gereği gibi ticari faaliyetlerine devam etmesine engel olduğu, müvekkili markasını taşıyan tabelayı da işletmesinden indirmediğini, bu hususların Mahkeme eliyle yapılan tespitle sabit olduğunu, fesih bildirimi sonrasında müvekkilince yeni bayilik verilen dava dışı kişiye bayinin iki tane sabit sipariş hattı olmasına rağmen sadece birinin devredildiğini, diğer müşterilerce yoğun kullanılan hattın ise devredilmediğini, müvekkilinin satış rakamlarının 2016/Eylül sonrasında %50 düştüğünü ileri sürerek, davalının bayilik sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespitine; mülkiyeti müvekkiline ait olan çeşitli nitelikteki toplam 4449 adet tüpün aynen iadesine, bu kabul edilmezse imalat değeri olarak şimdilik 1 TL’nin 27.09.2006’dan itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline, bu dahi kabul edilmezse tüplerin dava açılışındaki rayiç depozito değeri 64.546.- TL’nin davalıdan reeskont faiziyle tahsiline; 1 yıl 9 ay süresinden önce feshedilen sözleşme nedeniyle anılan süre boyunca kardan mahrum kalan müvekkiline mahrum kaldığı kar olarak şimdilik 1 TL’nin 27.09.2006’dan itibaren işleyecek reeskont faiziyle ödenmesine; davalının Ağustos ve Eylül 2006 döneminde rakip şirket adına satış yaparak müvekkilini uğrattığı zarara istinaden şimdilik 1 TL’nin 27.09.2006’dan itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline, davalının uhdesinde sebepsiz ve sözleşmeye aykırı olarak bulunan 3330 adet tüp nedeniyle müvekkilinin tüm bayilik süresince 1996 yılından 2006 yılına kadar uğradığı zararın tazminine; sözleşmenin haksız nedenle feshine dayalı olarak 50.000 USD cezai şartın ödenmesine; fesih sonrası müvekkilinin ticari itibarını karalamaya yönelik eylemleri nedeniyle 5.000.- TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 09.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davalının rekabet sözleşmesine aykırı olarak dava dışı İpragaz adına yaptığı satışla müvekkilini uğrattığı zarar ve LPG tüplerinin 3330 adedinin sözleşmeye aykırı olarak sebepsiz yere elde tutularak sirkülasyondan çekilmesinden doğan zarara istinaden taleplerini atiye bıraktıklarını; sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan kâra ilişkin taleplerini 57.445.- TL’ye; tüp imalat veya depozito taleplerini 126.974,84 TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili, davacı …Ş. tarafından hiçbir bildirimde bulunulmadığı halde 26.09.2006 tarihinde şehirde el ilanları dağıttırıldığını, bu ilanlarda müvekkilinin bayiliğinin sona erdiğinin yazılı olduğunu, bunu gören ve ticari itibarı sarsılan müvekkilinin Ünye 2. Noterliği’nin 27.09.2006 gün ve 9118 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Aygaz A.Ş. aralarında ki mevcut bayilik sözleşmesini tek taraflı ve haklı olarak feshettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların doğru olmadığını, müvekkilinin oğlunun kendi eylemlerinden kendisinin sorumlu olduğunu, müvekkiliyle bir alakası bulunmadığını, 5307 sayılı Kanun’un 5/6. maddesine göre fesih sonrası 1 ay daha davacının Aygaz markalı tüplerini satmaya yetkisi bulunduğunu ancak yapılan tespit sonrasında bu tüplere tedbir konularak satışının engellendiğini, Ünye ilçesinde meydana gelen sel felaketi sırasında müvekkilinin işletmesinin de zarar gördüğünü ve bahsedilen boş tüp makbuzlarının kullanılamaz hale geldiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının oğlunun rakip şirketin bayiliğini alması ve davacının şirket bayisi iken kullandığı telefonu davacıdan onay almaksızın 3. kişiye devretemesinin sözleşmeye aykırı olduğu, sözleşmeyi sona erdirme kastını ortaya koyduğu, bu nedenle fesih bildiriminin haksız olduğu, taraflar arasındaki 07.07.2003 tarihli sözleşmenin 12/f maddesine göre bayinin sözleşmenin feshi veya sona ermesi hallerinde, emanet olarak verilen tüpleri 3 gün içinde iade etmek ve telefon kullanım hakkını devretmekle yükümlü olduğu, aykırı davranışların haksız rekabet oluşturacağının kararlaştırıldığı, buna göre davalı eylemlerinin haksız rekabet mahiyetinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre iade edilmeyen tüplerin davacı yasal defterlerindeki imalat değerleri üzerinden bedelini talep edebileceği, bu doğrultuda davacı şirket defterleri incelendiğinde iadesi gereken 6279 tüp bulunduğu, dava tarihi itibarıyla iade edilmeyen tüplerin depozitoları düşüldükten sonra 6279 adedine karşılık 126.974,84 TL tespit edilmiş ve davacı vekili tarafından bu talep 126.974,00 TL’ye ıslah edilmişse de, yine davacı vekilinin 4.449 adet tüpün iadesini ilk dava açılışında talep etmiş ve toplam 82.416,47 TL haricindeki talebini atiye bıraktığı gözönüne alındığından, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği anlaşılmakla davalıdan cezai şartın istenebileceği, ancak 6762 sayılı TTK’nın 24. maddesi uyarınca tacirler arasındaki cezai şartın tenkisi mümkün değilse de, davalının gelir vergisi matrahından sözleşmede kararlaştırılan 50.000 USD cezai şarta hükmolunmasının davalı şirketin mahfına ve yok olmasına sebebiyet verebileceğinin anlaşılması nedeniyle cezai şartın tenkisi yoluna gidilerek, 25.000 USD’nin dava tarihindeki geçerli kura göre bulunan 37.500,00 TLnin davalıdan alınması, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 24,25,26 ve 27 maddeleri ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafın 642 günlük erken fesih dolayısıyla 57.446,16 TL kârdan mahrum kaldığı, öte yandan her ne kadar davacı tarafça ticari itibarinin zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, yasal şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle, taraflar arasında düzenlenen 07.07.2003 tarihli sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespitine, sözleşmeden dolayı davacı tarafça talep edilen 50.000 USD cezai şartın davalının menfaati, kusurlu olması ve sözleşmeye aykırı davranmasının ağırlığı ve ayrıca davalı tarafının ekonomik anlamda mahfına sebep olacağı anlaşılmakla taktiren 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle 25.000 USD’nin dava tarihindeki geçerli kur karşılığı 37.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine, davacının,10.08.2015 tarihli atiye bırakılan kısım dışında kalan 4449 adet tüpün imalat/depozito değerine yönelik talebinin kabulü ile imalat bedeli olan 82.416,47 TL’nin 64.546,00 TL’sinin haksız fesih tarihi olan 27.06.2006 tarihinden itibaren, bakiye 19.987,63 TL’sinin ıslah tarihi olan 09.01.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının kâr mahrumiyeti talebinin kabulü ile 57.445,00 TL’nin ıslah tarihi olan 09.01.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı asil tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı asilin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı asil tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve boş tüp makbuzlarının sunulamamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshinin tespiti, süresinden önce fesih nedeniyle mahrum kalınan kârın, cezai şartın ve iade edilmeyen tüplerin imalat bedelinin istemine ilişkindir. Davacının kâr mahrumiyetine yönelik isteminin kabulü ile 57.445,00 TL’nin 09.09.2015 tarihinden itibarean avans faizi ile tahsiline karar verilmiş ise de, davalı tarafından bayilik sözleşmesinin feshinden kısa süre sonra davacının yeni bir bayi ile sözleşme imzalamış olması karşısında, davacının ne şekilde zararının gerçekleştiği belirtilmeksizin davalı taraf aleyhine kâr mahrumiyetine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde hakimin tarafların talepleri ile bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği düzenlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkiline iade edilmeyen tüplerin öncelikle aynen iadesini, bu kabul edilmezse imalat değeri olarak 1 TL’nin, o dahi kabul edilmezse tüplerin dava tarihindeki rayiç depozito değeri olan 64.546.- TL’nin fesih tarihinden itibaren reeskont faiziyle ödenmesini talep etmiş, daha sonra sunduğu ıslah dilekçesiyle imalat ve depozito bedeli istemini 126.974,84 TL’ye çıkarttıklarının belirtmiştir. Şu halde İlk Derece Mahkemesince tüp imalat bedeli olarak dava açılışında 1 TL talep edildiği dikkate alınmaksızın talebi aşan şekilde dava açılışında 64.546.- TL olarak talep edildiğinin kabulü ile, tüp imalat bedeli olarak tespit edilen toplam 82.416,47 TL’nin 64.546.- TL’sinin dava tarihinden, bakiye 19.987,63 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-Öte yandan davacı vekilinin talep ettiği tüm kalemler yönünden reeskont faizi istemiş olmasına rağmen mahkemece yine talebi aşan şekilde kabul edilen bedellerin faiziyle tahsiline karar verilmesi de doğru olmamış kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...