MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18.07.2017 tarih ve 2015/463 E- 2017/372 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.01.2020 tarih ve 2018/631 E- 2020/48 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin köpek balığı karaciğerinden üretilen “semo squalene” adlı bitkisel içeriğin Türkiye’deki distribütörü olduğunu, aynı zamanda bu ürünün ambalajının adına endüstriyel tasarım olarak tescilli bulunduğunu, davalıların ise müvekkilinin sattığı ürünün birebir aynısını piyasaya sürdüklerini, bu nedenle haklarında suç duyurusunda bulunduklarını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davalıların, müvekkili tasarımına tecavüzde bulunduklarının açıklandığını, davalıların sattıkları içeriği uygun olmayan ürünlerle müvekkilinin itibarına zarar verdiklerini ileri sürerek, tasarıma tecavüz teşkil eden davalı fillerinin durdurulmasına, 10.000.- TL maddi, 50.000.- manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek davalı eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu da ileri sürmüştür.
Davalılar vekili, davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davasında ise davalı tasarımının 2009 yılından itibaren kamuya sunulduğunu, bu nedenle yeni ve ayırt edici olmadığını, ayrıca davacı karşı davalının internet sitesinde müvekkillerinin ürünü hakkında kötüleyici, yanıltıcı ilan vermesi nedeniyle satışlarının durma noktasına geldiğini ileri sürerek, davacı karşı davalı adına tescilli endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne, 2.000.- TL maddi, 15.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, karşı davada davacı/karşı davalının 2013/07766 sayılı tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, kötüleme yoluyla davacı/karşı davalı tarafından haksız rekabet yaratıldığına ilişkin iddianın ispatlanamadığı, asıl dava yönünden ise davacı/karşı davalıya ait tasarım koruma şartlarını taşımadığından bu tasarıma, tasarım hukuku anlamında tecavüzden de bahsedilemeyeceği, davalı/karşı davacının dava dışı Semo Şirketinin ürününe iltibas yaratacak kadar benzer bir ürünü satıp pazarlamak suretiyle haksız rekabet yarattığı, yaratılan benzerlik nedeniyle haksız rekabete ilişkin maddi tazminatın dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden hesaplanamadığı, bu yüzden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50/2 maddesi gereğince maddi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacının tasarım hakkında davalının tecavüzünün tespitine ilişkin talebinin reddine, davalı-karşı davacının dava dışı Semo şirketine ait davacı-karşı davalının Türkiye sınırlarında satışı için yetki verilen (distribütörlük sözleşmesinin 6. maddesine göre) ürününe iltibas yaratacak benzer bir ürünü satıp-pazarlamak suretiyle haksız rekabet yaptığının tespiti ile durdurulmasına, 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline, hükmün ilanına, sair taleplerin reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, 2013/07766 sayılı davalı tasarımının hükümsüzlüğüne, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada uyuşmazlığın davacı adına tescilli ambalaj tasarımı ile iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu iddia edilen ambalaj ile ürün satılması vakıasına dayandırıldığı, İlk Derece Mahkemesince alınan 05.09.2016 tarihli raporda, hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun bildirildiği, İstinaf Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da aynı sonuçlara ulaşıldığı, karşı davada tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerektiği, bu halde asıl davada, tasarıma tecavüzün söz konusu olmadığı, ancak davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu da ileri sürüldüğünden bu kapsamda da uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği, haksız rekabetin varlığı için; ilk defa yurt dışında piyasaya sunulan ve Türkiye’de de herhangi bir tescilli sınai hak ile korunmayan tasarımın uygulandığı ürünün, Türkiye’de ilk kez piyasaya sunulup, büyük emek ve para harcanarak tanınmış olması yeterli olmayıp, bir başkasının bu emek ve tanınmışlıktan haksız surette yararlanması ve iltibası önleyecek tedbirleri almamasının gerekli olduğu, davacının ilk olarak yurt dışında piyasaya sunulmuş ve harcı alem nitelik kazanmış söz konusu ambalaja bir ayırt edicilik katmadığı, davaya dayanak ambalajın Türkiye’de ilk olarak davacı tarafından piyasaya sunulmuş olmakla birlikte, davacının büyük emek ve para harcayarak bu tasarımı Türkiye’de tanıttığı ve harcı alem tasarıma ayırt edicilik kattığı ve davalı tarafça da bu ayırt edicilikten istifade edildiğine dair dosya kapsamında bir delilin bulunmadığı, öte yandan, ambalaj içerisinde satışa sunulan ürünlerin ayrıca haksız rekabete yol açtığı da ispat edilemediğinden, somut olayda haksız rekabet koşullarının oluşmadığı, bu itibarla, haksız rekabete dayalı talepler yönünden de asıl davanın reddi gerektiği, karşı davada, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü talebi yanında, davacı karşı davalının internet sitesinde, davalı karşı davacıları kötüleyici ilan verdiği ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat talep edilmiş ise de bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere, kötüleyici beyanların yer aldığı web sayfasına ulaşılamadığından ve bu iddianın dosya kapsamı ile ispat edilemediği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf isteminin kabulüne, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, ile davacı karşı davalı şirket adına tescilli 2013/07766 sayılı endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı – karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...