Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.11.2017 tarih ve 2017/658 E. – 2017/1020 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.04.2019 tarih ve 2018/890 E. – 2019/558 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 09.02.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı Park Elektrik Üret. Mad. San. ve Tic. A.Ş’nin halka açık bir anonim ortaklık olduğuna, bakır üretimine 2006 yılında başladığını, 2014 yılından beri tek faaliyet alanının bakır madenciliği olduğunu, davalı şirketin hakim ortak olduğunu, müvekkilinin ise %0,5038 oranında A grubu hissedar olduğunu, ancak hissedarı olduğu şirketin bünyesinde bulunan bakır madenini bağımsız değerlemeye ihtiyaç duyulmaksızın gerçek değerinden çok daha düşük fiyatla bir başka gruba sattığını, bu satıştan elde edilen kârın ise hukuka aykırı değerleme fiyatı ile şişirilmiş hisselerin satın alınması yoluyla davalıya aktarıldığını, bu işlemin TTK ve SPK mevzuatı ilkelerine aykırı olduğunu, zira bu işlemle bağlı şirket ve pay sahipleri kayba ve zarara sürüklenirken hakim ortaklığın örtülü kazanç elde ettiğini, SPK’da öngörülen önemli nitelikteki işlemlerle ilgili olarak genel kurulda bu karara red oyu verip muhalefet şerhini genel kurul tutanağına işleten pay sahiplerinin hisselerini ortaklığa devrederek ayrılma hakkına sahip olduklarını, müvekkilinin de genel kurula katılarak gündem maddelerine red oyu kullandığını ve muhalefetini tutanağa işlediğini, işlemlerin çok açık şekilde örtülü kazanç aktarımı görüntüsü vermesi ve tam olarak bilgi sahibi olunmasının engellenmesi nedeniyle müvekkilinin davalı hakim ortağa gönderdiği ihtarname ile hisselerinin gerçek değeri üzerinden satın alınmasını talep ettiğini, ancak davalının ayrılma hakkı kullanım süresinde cevap vermemesi üzerine müvekkilinin son gün “paylara ilişkin tüm dava ve tazminat haklarının saklı tutulmasına ilişkin” ihtirazi kayıtla ayrılma hakkını kullandığını, ancak müvekkiline ödenen ayrılma hakkı bedelinin hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek, TTK’nın 202/2. maddesi uyarınca müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 70.000.- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK 202/2. maddesi uyarınca tazminat davasının ancak bağlı şirket pay sahipleri tarafından açılabileceğini, davacının hissesini devrederken ihtirazi kayıt koymasının pay devrine etkisinin olmadığını, dolayısıyla davacının taraf sıfatının bulunmadığını, somut olayda TTK 202/2 koşullarının da bulunmadığını, zira dava konusu maden tesislerinin devri ve hisse alım işlemlerinin bu hükmün kapsamına girmediğini, davacının bu işlemler nedeniyle zarar iddiasını da ispat etmesi gerektiğini, bu işlemlerde hiçbir hukuka aykırılığın olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının hissedarı olduğu dava dışı şirketin aktifleri arasında yer alan bakır madeninin satılmasının SPK 23. maddesine göre önemli bir işlem olduğu, davacının bakır madeni satışının görüşüldüğü 10.05.2017 tarihli genel kurul toplantısına katıldığı, oylamada olumsuz oy vererek muhalefetini genel kurul tutanağına geçirttiği, SPK’nın kendisine tanıdığı ayrılma hakkını kullanarak 29.05.2017 tarihinde ihtirazi kayıtla ve paylara bağlı tüm dava ve tazminat haklarının saklı tutulması beyanı ile şirket ortaklığından ayrıldığı, davacı ayrılma hakkını kullanarak devrettiği pay karşılığı bedelin belirlenme şeklinin ve esas alınan değerlerin yasaya ve usule aykırı olduğunu iddia ederek zararın oluştuğundan bahisle hakim ortak davalıdan TTK 202. maddesi uyarınca fark bedel tahsilini talep etmekte ise de, bu maddeye dayalı olarak ancak bağlı şirketin pay sahiplerinin dava açabilecekleri, öte yandan davacının ödenen pay bedellerinin SPK’na aykırı şekilde hesaplandığı ve öngörülen usule uygun bir şekilde ayrılma payının hesaplanmadığı iddiasının ise davacı hisselerini devralan şirkete yöneltilebileceği gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, uyuşmazlığın SPK 24/1. maddesi uyarınca bağlı şirketten ayrılma hakkını kullanan ortağın, TTK 202/2. maddesi uyarınca zararının tazmini istemiyle dava açıp açamayacağı noktasında toplandığı, TTK 202/2 madde metni ve hükmün gerekçesi incelendiğinde, bu davanın ancak dava tarihi itibariyle “pay sahibi” olanlar tarafından tarafından açılabileceği, davacının ise pay sahibi olarak bu maddede belirtilen seçimlik haklarından zararının tazmini veya payının gerçek değeri üzerinden satın alınması talebiyle dava açma yolunu seçmediği, SPK mevzuatı gereği ayrılma hakkını kullandığı, bu hakkın ise şarta bağlı olarak (ihtirazi kayıtla) kullanılmasının mümkün olamayacağı, ilk derece mahkemesinin davanın aktif husumet yokluğundan reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...