Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.05.2019 tarih ve 2018/738 E. – 2019/285 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 05.03.2020 tarih ve 2019/1717 E. – 2020/501 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firma yetkilisinin şirket hisselerinin % 30’unu davalıya bedelini sonradan almak kaydı ile devrettiğini, davalının usulsüz işlemleri nedeniyle firmayı zarara soktuğunu, davalının hisse devir bedelini ödemediği gibi, ortaklıktan çıkmak için kendisine oldukça yüklü bir bedel ödenmek zorunda kalındığını, davalının şirket hesaplarından değişik tarihlerde paralar çektiğini, çekilen nakit bedellerin hiçbir karşılığını gösteremediğini, davalı borçlu aleyhine Sinop İcra Müdürlüğü’nün 2014/2666 Esas dosyası ile takibe geçildiğini, davalının tamamen kötü niyetle takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 150.000,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren tüm ferileri ile birlikte müvekkil firmaya ödenmesine, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi talebiyle dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, 2010 yılı itibariyle şirketin ekonomik durumunun son derece zayıf olduğunu, müvekkilinin getirdiği sermaye ile vergi, SGK ve piyasa borçlarının ödendiğini, şirketin piyasada iş yapar hale geldiğini, şirket müdürü olduğu dönemde Ortaklar Kurulu tarafından verilen yetki ile banka hesabından alınan paraların şirketin Güzelkent Belediyesinde kurulan tersanenin yapımı, tersanedeki gemi yapım işleri başta olmak üzere sair olağan ve ticari giderleri ve masraflar için kullanıldığını, harcanan paralara ait giderlerin şirket kayıtlarında belli olduğunu, müvekkilinin 21.05.2013 tarih ve 04794 yevmiye nolu belge ile şirket ortaklığından ayrıldığını, iddiaların aksine bizzat şirket müdürü … tarafından şirket hesaplarında yolsuzluk yapıldığını savunarak, davanın reddi ile davacının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli 13.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan 115.200-TL alacağının olduğu, bu rapora davacı tarafça süresinde itiraz edilmediği ve miktar yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, TTK’nın madde 369 ve 626 hükümleri gereği sözleşmesel borcundan dolayı, kendi edimi olan tedbirli bir yönetici gibi hareket etme görevini yerine getirdiğini ispat etmek zorunda olduğu, davalı yanca buna ilişkin usulüne uygun delil ileri süremediği ve ispatlayamadığı, davalının davacıdan olan Sinop İcra Müdürlüğü 2014/506 Esas sayılı takip dosyasına konu 25.452,23-TL ile eldeki uyuşmazlığa konu alacak arasında takasın mümkün olduğu, takas sonrası davacının talep edebileceği alacağın 115.200-25.452,23= 89.747,77-TL olduğu, takas konusu bononun davacı şirket tarafından davalı lehine tanzim edilmesinin yöneticinin ibrası anlamına gelmeyeceği, takip öncesi temerrüt bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz alacağı yönünden davanın reddi gerektiği, alacağın banka kayıtları ile tespiti karşısında likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının Sinop İcra Müdürlüğü 2014/2666 Esas sayılı dosyasında vaki itirazının kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin 89.747,77-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 20’sine tekabül eden 17.949,55-TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...