MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.11.2017 tarih ve 2015/74 E. – 2017/868 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 20.03.2019 tarih ve 2018/674 E. – 2019/408 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından yayınlanan “En hızlı Mobil İnternet” başlıklı reklamda gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulduğunu ve reklam içeriğinde kullanılan sözler ve görsellerle müvekkili tarafından sunulan hizmetlerin kötülediğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, 50.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, reklamda kullanılan verilerin bağımsız bir araştırma kuruluşu tarafından yapılan testler sonucu elde edilen veriler olduğunu, reklamda ülkemiz genelini kapsayacak şekilde bir karşılaştırma yapılmadığını, ilgili mevzuat gereğince karşılaştırmalı reklam yapılmasının da mümkün olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu reklamda Hızlı İnternet Var. Daha hızlı Internet Var, Ama Vodafonda çoooooooooooook daha hız! internet var!” ifadeleri ve “EN HIZLI MOBİL İNTERNET’ şeklindeki sabit yazı eşliğinde Vodafone, diğer operatör ve bir diğer operatör şeklinde adlandırılan üç ‘internet hızı sütununu ekrana yansıtıldığı, bu görüntüler ile eş zamanlı olarak; “Sadece biz demiyoruz bağımsız kuruluşlar da test etti, onayladı.” ifadelerinin yer aldığı, hemen akabinde ise bir Türkiye haritası görseline yer verilerek bu kez de, “Üstelik Türkiye’nin 81 ilinde 3 taşıyıcılı İnternet Vodafone’la hizmetinizde” ifadesinin yer aldığı, reklamın alt yazısının ilgili kısmının da, ‘Test bağımsız kuruluşça data indirme ve yükleme hızına göre yapılmıştır. 3G hızı, kapsama alanına, coğrafi koşullara, şebeke yoğunluğuna, kullanılan cihaza ve bağlanılan siteye göre değişebilir” şeklinde olduğu, reklamda yer alan bağımsız kuruluşların kimler olduğu reklam içeriğinde yayınlanmadığı gibi davalının sunduğu araştırma raporunun sadece bir kuruluşça yapıldığı, “kuruluş’ ibaresi yerine “kuruluşlar ibaresinin kullanılmasının yanıltıcı ve karışıklığa yol açar nitelikte olduğu, reklamda yer alan alt yazıların çok hızlı bir şekilde aktığı ve yazı karakterleri küçük olduğundan alt yazıda yer alan içeriğin net olarak anlaşılamadığı, reklamda yer alan test sonuçlarının grafiksel olarak sunumunda 3 şehir İstanbul Ankara İzmir ortalaması bazında dosya indirme, dosya yükleme, http sayfası görüntüleme ve http sayfası görüntüleme oturumu başarı oranı verilerinin her üç operatör için farklı sonuçlar içerdiği halde reklamda kullanılan sunumda bu durumun açıkça ve anlaşılır biçimde belirtilmeyip bir genelleme yapılmasının da yanıltıcı ve karışıklığa yol açar nitelikte olduğu ve TTK 55 anlamında haksız rekabete yol açtığı, davalının belirtilen eylemi davacının ekonomik menfaatlerini ve ticari itibarını zedeleyici nitelikte olduğundan TTK m.56/1-e hükmüne göre manevi tazminat koşullarının oluştuğu, TTK 59/son cümlesinin verdiği yetkiye dayalı olarak takdiren hükmün ilanına gerek görülmediği gerekçesiyle, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin ise sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak mahkemece 20.000.- TL manevi tazminata hükmedilmişse de tarafların sınırlı sayıda şirketin faaliyet gösterdiği bir sektörde yer aldığı ve tüm ülke çapında kamusal izinle faaliyet gösterdikleri, haksız rekabetin ülke çapında yayınlanan bir reklamda oluşması da gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminatın tarafların durumuna ve fiilin niteliğine uygun olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine, manevi tazminat talebinin kabulü ile 50.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...